ek - Turc Anglais Dictionnaire

ek

Sens de "ek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 130 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
ek supplement n.
I think that my own amendment concerning recital 7a is a good supplement to the otherwise excellent report.
Resital 7a'ya ilişkin kendi değişikliğimin, mükemmel rapora iyi bir ek olduğunu düşünüyorum.

More Sentences
ek addition n.
The proposal to set up an international peace force is therefore a much-needed addition to the step-by-step plan.
Bu nedenle uluslararası bir barış gücü kurulması önerisi, adım adım planına çok ihtiyaç duyulan bir ektir.

More Sentences
ek additional adj.
As regards the additional data protection on switching, we agree that this request is not unjustified.
Anahtarlama konusunda ek veri koruması ile ilgili olarak, bu talebin haksız olmadığını kabul ediyoruz.

More Sentences
General
ek extension n.
The extension of the additional salmonella guarantees to cover mincemeat was not proposed by the Commission.
Ek salmonella garantilerinin kıymayı kapsayacak şekilde genişletilmesi Komisyon tarafından önerilmemiştir.

More Sentences
ek addendum n.
This is the message I want to be conveyed as an addendum to this debate.
Bu tartışmaya bir ek olarak iletilmesini istediğim mesaj budur.

More Sentences
ek extra n.
That is why the Group of the Greens, in tandem with the Socialist Group, is tabling four extra amendments.
Bu nedenle Yeşiller Grubu, Sosyalist Grup ile birlikte dört ek değişiklik önergesi sunmaktadır.

More Sentences
ek annex n.
This is reflected in the annexes.
Bu husus eklere de yansıtılmıştır.

More Sentences
ek supplement n.
It has to be possible to enforce compliance with the supplements by all concerned.
İlgili herkesin bu eklere uymasını sağlamak mümkün olmalıdır.

More Sentences
ek addition n.
If it is not wanted as an addition, we shall vote against.
Eğer ek olarak istenmiyorsa, biz karşı oy kullanacağız.

More Sentences
ek attachment n.
Please see the attachment for special conditions.
Özel koşullar için lütfen eke bakınız.

More Sentences
ek supplementary adj.
However, I have two specific supplementary questions.
Ancak, benim iki tane özel ek sorum var.

More Sentences
ek added adj.
On the other hand, these theme parks are an added tourist attraction for the area where they are built.
Öte yandan bu tema parkları inşa edildikleri bölge için ek bir turistik cazibe merkezidir.

More Sentences
Trade/Economic
ek annex n.
These are to be included in the annex to the directive.
Bunlar direktifin ekinde yer alacaktır.

More Sentences
ek supplement n.
Moreover, we already notice that much biomass is being used as a supplement in coal-fired power plants.
Ayrıca biyokütlenin büyük bir kısmının kömürle çalışan enerji santrallerinde ek olarak kullanıldığını görüyoruz.

More Sentences
ek addendum n.
The Committee has introduced an addendum concerning Estonia, among other countries.
Komite, diğer ülkelerin yanı sıra Estonya ile ilgili bir ek madde getirmiştir.

More Sentences
ek addition n.
This is a compromise amendment that would remain as an addition.
Bu, ek olarak kalacak bir uzlaşma değişikliğidir.

More Sentences
ek additional adj.
What is more, additional security measures of necessity mean additional costs for airports and airlines.
Dahası, ek güvenlik önlemleri havaalanları ve havayolları için ek maliyet anlamına gelmektedir.

More Sentences
Law
ek annex n.
The four annexes to the regulation concern fresh meat, molluscs, fisheries and milk and milk products.
Yönetmeliğin dört eki taze et, yumuşakçalar, balıkçılık ve süt ve süt ürünleri ile ilgilidir.

More Sentences
ek addition n.
This proposed amendment works perfectly well as an addition, and can therefore be voted on as an addition.
Bu değişiklik önerisi bir ek olarak gayet iyi işlemektedir ve bu nedenle bir ek olarak oylanabilir.

More Sentences
ek additional adj.
Contracts will be terminated wherever this does not entail additional costs.
Sözleşmeler, ek maliyet gerektirmeyen durumlarda feshedilecektir.

More Sentences
Politics
ek supplementary adj.
A second supplementary question concerns the coordinator of the Sensus programme.
İkinci bir ek soru Sensus programının koordinatörü ile ilgilidir.

More Sentences
Tourism
ek annex n.
Our complaint is that this is to be regulated in the form of a technical annex.
Bizim şikayetimiz bunun teknik bir ek şeklinde düzenlenmesi yönündedir.

More Sentences
Technical
ek addition n.
Do the Greens accept the oral amendment as an addition?
Yeşiller sözlü değişikliği bir ek olarak kabul ediyor mu?

More Sentences
Computer
ek attachment n.
I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment.
Kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu nedenle lütfen bana ek gönderirken onun dosya biçimini kullanın.

More Sentences
ek additional adj.
We reacted immediately with an additional EUR 4 million.
Hemen 4 milyon Avro'luk ek bir kaynakla karşılık verdik.

More Sentences
Military
ek annex n.
It is particularly disappointing that only five Member States have ratified Marpol Annex VI.
Sadece beş Üye Devletin Marpol Ek VI'yı onaylamış olması özellikle hayal kırıklığı yaratmaktadır.

More Sentences
Common Usage
ek appendix n.
ek adjunct n.
General
ek annexure n.
ek subjoin n.
ek adjunction n.
ek inset n.
ek joint n.
ek accretion n.
ek postscript n.
ek formative n.
ek affixion n.
ek insertion n.
ek excursus n.
ek appendage n.
ek schedule n.
ek appendix n.
ek patch n.
ek accession n.
ek enclosure n.
ek inclusion n.
ek annexe n.
ek appurtenance n.
ek add-on n.
ek joining n.
ek subsidiary n.
ek postface n.
ek supplementation n.
ek exhibit n.
ek annexment n.
ek affix n.
ek additament n.
ek appendication [obsolete] n.
ek assument [obsolete] n.
ek auctary n.
ek excursion [obsolete] n.
ek inserting n.
ek pendent n.
ek pendicle n.
ek codicil n.
ek corollary [obsolete] n.
ek over n.
ek supp (supplement) n.
ek suppl (supplement) n.
ek suraddition [obsolete] n.
ek surchargement [obsolete] n.
ek surcrew [obsolete] n.
ek accretionary adj.
ek supplemental adj.
ek collateral adj.
ek excess adj.
ek further adj.
ek accessional adj.
ek accompanying adj.
ek additionary adj.
ek additory adj.
ek accessorial adj.
ek new adj.
ek bolt-on adj.
ek offcut adj.
ek piggyback adj.
ek fresh adj.
ek succursal adj.
ek suppletive adj.
ek supplyant [obsolete] adj.
ek ext (extension) abrev.
ek ext (extra) abrev.
Trade/Economic
ek surplus n.
ek annexe n.
ek allonge n.
ek rider n.
ek supplemental adj.
ek excess adj.
Law
ek appendix n.
ek annexe n.
ek addendum n.
ek accessory n.
Insurance
ek addendum n.
Tourism
ek annexe n.
Technical
ek insert n.
ek augmentation n.
ek appurtenance n.
ek cam n.
ek cable joint n.
ek supplement n.
ek gusset n.
ek juncture n.
ek joint n.
ek subsidiary adj.
ek additive adj.
Computer
ek appendix n.
ek an attachment n.
Telecom
ek attachment n.
Electric
ek cable joint n.
Mechanic
ek donkey adj.
Textile
ek enclosure n.
Architecture
ek addenda n.
Biochemistry
ek auxiliary adj.
Linguistics
ek afformative n.
ek affix n.
ek particle n.
Military
ek annexe n.
Archaic
ek ornament n.
ek accessive adj.
ek suppletory adj.

Sens de "ek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
ek bina wing n.
The hospital has three wings.
Hastanenin üç ek binası var.

More Sentences
ek bütçe supplementary budget n.
We shall then vote on a supplementary budget for those ten new Member States during next year.
Önümüzdeki yıl içerisinde bu on yeni Üye Devlet için bir ek bütçe oylaması yapacağız.

More Sentences
ek ayrıntılar additional details n.
I would, however, like to provide some additional details on three issues.
Bununla birlikte, üç konuda bazı ek ayrıntılar vermek istiyorum.

More Sentences
ek ücret additional charge n.
How much was the additional charge?
Ek ücret ne kadardı?

More Sentences
ek yorumlar additional comments n.
This initial finding leads me to make a few additional comments, however.
Ancak bu ilk bulgu beni birkaç ek yorum yapmaya yöneltiyor.

More Sentences
ek süre additional time n.
Since another member of my Group has given up his speaking time, I believe that I have accumulated additional time.
Grubumun başka bir üyesi konuşma süresinden feragat ettiğinden ek süre kazandığıma inanıyorum.

More Sentences
ek işte çalışma moonlighting n.
He's moonlighting as a stripper.
O, bir striptizci olarak ek işte çalışıyor.

More Sentences
ek ödeme additional payment n.
So when their own contributions are deducted there are EUR 9 thousand million net additional payments left.
Dolayısıyla kendi katkıları düşüldüğünde geriye 9 bin milyon Avro net ek ödeme kalmaktadır.

More Sentences
ek iş additional work n.
In addition, there are disputes over work, additional work and unnecessary work.
Buna ek olarak, iş, ek iş ve gereksiz iş konusunda anlaşmazlıklar vardır.

More Sentences
ek (bölüm) appendix n.
That is perfectly clear from this report, in whose appendix I have taken the opportunity to discuss specific examples.
Bu durum, ekinde belirli örnekleri tartışma fırsatı bulduğum bu raporda gayet açık bir şekilde görülmektedir.

More Sentences
ek kaynak additional resource n.
My view here is that we need additional resources for this.
Benim görüşüm bunun için ek kaynaklara ihtiyacımız olduğu yönünde.

More Sentences
ek süre extension n.
I got an extension to complete my assignment.
Ödevimi tamamlamak için ek süre aldım.

More Sentences
buna ek olarak additionally adv.
Additionally, food safety has been accorded considerably more attention.
Buna ek olarak, gıda güvenliğine çok daha fazla önem verilmektedir.

More Sentences
buna ek olarak in addition to prep.
However, in addition to this, we need comprehensive political action.
Bununla birlikte, buna ek olarak, kapsamlı bir siyasi eyleme ihtiyacımız var.

More Sentences
Common Usage
son ek suffix n.
son ek/ön ek affix n.
ek yeri joint n.
ön ek prefix n.
General
ek kök adventitious root n.
bir kitapta konuyla ilgili daha geniş açıklama için oluşturulmuş ek kısım excursus n.
ek yazı postscript n.
ek bileziği sleeve coupling n.
ek ödeme supplementary payment n.
ek (belge vb) rider n.
ek kazanç extra profit n.
ek yapı annex n.
ek prim extra premium n.
ek bina jakes n.
ek teori paratheory n.
ön ek gösterimi prefix notation n.
ek yeri scarf n.
ek ödenek extraordinary appropriation n.
ek ödeme excess cost n.
ek bina annexe n.
ek ödeme extra pay n.
ek bina outbuilding n.
ek stratejiler additional strategies n.
ek akış augmenting flow n.
ek madde (tüzükte) bylaw n.
ek yeri (kemik) suture n.
ek yeri juncture n.
ek yeri commissure n.
ek bilgiler additional data n.
dergi/gazete arasına konulan ek insert n.
ek bölüm appendix n.
ek bileziği sleeve n.
düzeltme ve ek layiha amended and supplemental pleading n.
ek ücrete tabi şey extra n.
ek ödeme perk n.
ek bina dependency n.
ek sözlük vocabulary n.
ek oyun afterpiece n.
ek ödeme perquisite n.
ek iş extra n.
ek ödemeler additional wages n.
ek yeri join n.
ek motor (rokette) booster n.
ek bölüm excursus n.
son ek postfix n.
ek masraflar additional expenses n.
tabloit ek tabloid n.
ek yatak folding bed n.
ek komisyon overriding commission n.
ek protokol supplementary protocol n.
ek parça rider n.
ek ödeme gratification n.
ek yeri joining n.
eski düzeni tam anlamıyla yıkmadan, buna ek olarak yapıcı yenilikler getirmek isteyen reformist n.
ek bina outhouse n.
ek masraflar additional charges n.
ek görev additional duty n.
ek maliyet incremental cost n.
vasiyetnameye yapılan ek codicil n.
ek iş yapan kişi moonlighter n.
ek iş sideline n.
ek görev sideline n.
ek mesuliyet additional liability n.
birim ek ücreti amount per attachment n.
ek değer additional value n.
ek reaksiyonlar addition reactions n.
ek yapılar outbuildings n.
ek ödenek perquisite n.
ek detaylar additional details n.
ek ve düzeltme addendum and corrigendum n.
halı altına konulan ek parça underlayment n.
ek ücret extra charge n.
ek adım additional step n.
ek madde additional clause n.
ek madde additional article n.
ek gösterge additional indicator n.
ek yakıt deposu additional fuel tank n.
ek katkı additive n.
ek gerilme additional stress n.
ek makine additional machine n.
ek bina additional building n.
ek hizmetler additional services n.
ek yapı annexe n.
ek açıklama annotation n.
ek hizmet binası additional service building n.
ek kazı back cutting n.
çatal ek breeches joint n.
ek gereksinimler additional requirements n.
ek aygıt extension set n.
yapısal ek structural joint n.
ek sözlük glossary n.
ek değer added-value n.
ek iş extra work n.
ek kat superstructure n.
ek yük overhead n.
ek bitler overhead bits n.
ek yük superimposed load n.
ek kart additional card n.
ek mercek supplementary lens n.
ek röper supplementary benchmark n.
ek kart supplementary card n.
sızdırmaz ek tight joint n.
sıkı ek tight joint n.
kitaba sonradan yazılan ek bölüm postface n.
ek yazı postface n.
kitaba sonradan yazılan ek bölüm postscript n.
ek müzakere further discussion n.
ek yerleştirme kontenjanı additional placement quotas n.
ek kontenjan additional placement n.
ek sefer additional run n.
ek sefer additional voyage n.
ek sefer additional trip n.
ek iş parergon n.
ek tedbirler additional measures n.
ek kaynaklar additional sources n.
ek belge supplementary document n.
ek belge additional document n.
ek/yan/ilave (hastalık) comorbid n.
hizmetçinin vb kaldığı ek ev lodge n.
kelimenin hem başına hem de sonuna getirilen ek circumfix n.
ek iş an extra job n.
ek soru follow-up question n.
gerekli ek tedbirler necessary additional measures n.
ek masraflar attendant expenses n.
ek aşı booster shot n.
ek miktar additional amount n.
ek bina annex n.
ek notlar additional remarks n.
ek gıda supplementary food n.
ek gösterge additional index n.
ek ders ücreti additional course fee n.
kelimenin sonuna ek koyma suffixation n.
ek karar supplemental decision n.
ek karar additional decision n.
ek/yardımcı destek ancillary support n.
gizli olmayan ek non-confidential annex n.
bebek uyku tulumu (bebek arabası ek parçası) footmuff n.
ek gıda complementary food n.
ek izleme additional monitoring n.
insanlara özel hissettirecek ek hizmetler personal touch n.
ek iş side hustle n.
kafeterya çalışanlarına sunulan barınma, tatil, sigorta gibi ek faydalar cafeteria benefit n.
kafeterya çalışanlarının seçebileceği ek faydalara ilişkin plan cafeteria plan n.
son ek/ön ek afformative n.
ek mana adsignification n.
ek ifade adsignification n.
ayakkabının bilek kısmındaki ek parça tab n.
ihmal edilebilir ek tutar change n.
diplomaya ek olarak ingiliz kütüphaneciler derneğinden lisans da almış olan kütüphaneci chartered librarian [brit] n.
ek şart and n.
ek yapma appension n.
gönüllü ek katkı avc (additional voluntary contribution) n.
ek sayı extra n.
ek puan extra n.
ek işçi extra n.
ek miktar vantage n.
serinin sayfaları arasındaki ilişkiyi, kapsamlarını, ulaşılabilirliklerini ve seriye dair ek bilgileri aktarmak için tasarlanmış çizgesel lejant map index n.
ek saç hair weave n.
kelimeleri erilleştiren veya eril olduklarını belirten son hece/ek masculine ending n.
başka işletmeye ek olarak hizmet veren restoran buffet [uk] n.
ek sayı more n.
ek miktar more n.
ek süre more n.
ek kişiler more n.
ek şeyler more n.
(kilise, tiyatro) ek koltuklar için açılan platform gallery n.
ek sonuç byproduct n.
ek sonuç by-product n.
ek bina dependent n.
turnuvalarda sol omuz ve göğüs için ek koruma sağlayan zırhlı levha parçası grand-guard n.
ek komisyon override n.
ek kontrol override n.
ek cümle ryder [obsolete] n.
ek ibare ryder [obsolete] n.
ek özellik ekleme improvement n.
ek bilgi circumstantials n.
bir açıklığın çevresindeki ek yerinden geçen sicimden oluşan bir bağ drawing string n.
küçük tanelerin kesilmesi ve sapların demetlenmesi için kullanılan tarım aletine takılan ek packer n.
(kamera gibi) birtakım ek özelliklere sahip olmayan telefonlar feature phones n.
ek diyagonal gerilim elemanı counter n.
ek ödeme fee [obsolete] n.
ek parça inserting n.
kitaba ilave edilen ek sayfa inset n.
ek kumaş parçası inset n.
ek parça inset n.
ek bileşen intermixture n.
ek bina pent n.
ek bina penthouse n.
son ek getirilen sözcük postfix n.
rulo kağıdın büküldüğü ve ek yeri yaptığı yere konan çıkıntılı işaretleyici flag n.
ek bilgi flesh n.
ek faktörler flesh n.
ek katalog flyer n.
karton kutunun iç kenarına tutturulan ek kağıt flyleaf n.
çadırı böceklere ve kötü hava koşullarına karşı korumaya yarayan ek örtü flysheet n.
daha önemli bir gazete makalesi ile ilişkili olup genellikle ona ek olarak basılan gazete makalesi follow n.
(kitap, dergi arasına konan) ek sayfa outset n.
ön ek getirme prefixion [obsolete] n.
(kitap veya dergide) katlanarak araya koyulan ek sayfa pullout n.
at arabalarının ek yerlerini ve kenarlarını kapatan dantel seam lace n.
at arabalarının ek yerlerini ve kenarlarını kapatan dantel seaming lace n.
ek değerli pul semipostal n.
ek değerli pul semipostal stamp n.
ek bina skilling n.
ek yapı skilling n.
ek bina skeeling n.
ek yapı skeeling n.
yalancı ek yerinde şeklinde girişi olan, elbiseye verev yerleştirilmiş cep slash pocket n.
(elbisede) yırtmaç gibi açıklık ile görünen, zıt renkli ek veya iç katman slashing n.
(elbisede) zıt renkli ek yeri veya iç katman gösteren açıklık slashing n.
ek bina annex building n.
ek süre protense n.
(gazete veya dergi sayfasında yer dolduran) ek haber squib n.
ek ürün subproduct n.
ek kuruluş succursal n.
ek kuruluş succursale n.
son ek getirme suffixion n.
son ek ekleme suffixion n.
sonuna ek getirme suffixion n.
son ek getirme suffixment n.
son ek ekleme suffixment n.
sonuna ek getirme suffixment n.
ek masraflar sundry n.
ek yapma superaddition n.
(dergi ve kitaplarda) düzeltme ve ekstra içeriklerin yer aldığı ek bölüm supplement n.
ek besin supplement n.
ek durumunda bulunan parça supplementation n.
ek ödeme suppliance n.
(kitaba ait) ek supply n.
ek başlık suraddition [obsolete] n.
ek ücret isteme surchargement [obsolete] n.
ek ücret isteyen kimse surcharger n.
ek oda extension n.
ek vergi koymak surtax v.
ek veya oynak yeri yapmak joint v.
ek bir ücret istemek (birinden) surcharge v.
ek resimlerle göstermek grangerize v.
ek yerlerinden ayırmak disjoint v.
ek sipariş yapmak make an additional order v.
ek ödemede bulunmak make an additional payment v.
ek yapmak append v.
ek yapmak make an addendum v.
ek sefer koymak add an additional trip v.
ek süre vermek/tanımak grant an extension of time v.
bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek diversify from something into something else v.
ek resimlerle göstermek grangerise v.
ek gelir elde etmek earn an extra revenue v.
ek gelir kazanmak earn an extra revenue v.
ek gelir kazanmak earn a side income v.
ek gelir elde etmek earn a side income v.
ek yapmak adjute [obsolete] v.
ek yerleri yeniden birleştirmek rejoint v.
ek prensibi olmak inform v.
serpik ek eklemek circumfix v.
ek yerlerinden ayırmak injoint [obsolete] v.
(mektup) ek notlar ile uzatmak postscript v.
(kitap, dergi) içine ek olarak koymak outsert v.
ek yapı eklemek sister v.
ek miktarlar satın almak için borsadaki varlıklarını sürekli bir artışla büyütmek pyramid v.
(gazete ve dergide boş kalan yerlere) ek haber yazmak squib v.
ek yapmak superadd v.
ek sağlamak supplement v.
ek isim takmak surname [obsolete] v.
ön ek koymak (sözcük başına) prefix v.
ek olan supplementary adj.
ek ile süslenmiş hand decorated adj.
ek açıklamalı annotative adj.
ek niteliğinde appendical adj.
ek kumaş parçasız ungusseted adj.
ek yeri olmayan unjointed adj.
ek işlevi gören obverse adj.
(siyasi veya coğrafi birim) temel bir birimin yanında ek birimlerden oluşan greater adj.
normale ek olan odd adj.
esas işe ek olan on the side adj.
esas gelire ek olan on the side adj.
ön ek olarak gelen prefixed adj.
ön ek görevi gören prepositive adj.
… ile örtülü anlamına gelen son ek -crusted adj.
… ile kaplı anlamına gelen son ek -crusted adj.
… kabuklu anlamına gelen son ek -crusted adj.
ön ek olarak getirilen prosthetic adj.
segmentlere ek olarak gelişen suprasegmental adj.
ek olarak and all adv.
ek olarak additively adv.
ek olarak in addition (to) adv.
ek olarak for good measure adv.
buna ek olarak in addition to this adv.
buna ek olarak furthermore adv.
buna ek olarak moreover adv.
buna ek olarak in addition to that adv.
ek olarak extra adv.
ek olarak to boot adv.
bunlara ek olarak in addition to those adv.
bunlara ek olarak in addition to them adv.
bunlara ek olarak in addition to these adv.
onlara ek olarak in addition to them adv.
buna ek olarak addedly adv.
ek olarak incidentally adv.
ek olarak in addition to prep.
ek olarak together with prep.
-e ek olarak in addition to prep.
bileşik fiil oluşumunda kullanılan anlama yoğunluk katan ön ek to- [obsolete] prep.
sonra anlamı veren ön ek après prep.
müteakip anlamı veren ön ek après prep.
ek olarak with prep.
(bir şeyin) ortasında anlamı veren ön ek midway prep.
neredeyse yolun yarısında anlamı veren ön ek midway prep.
arkasında anlamı veren ön ek hint [scotland] prep.
(bir şeyin) modülüne ilişkin anlamı veren ön ek mod- prep.
buna ek olarak on to prep.
tanrı anlamına gelen ön ek theo pref.
hızlı anlamında ön ek tachy- pref.
hız anlamına gelen ön ek tacho- pref.
güzel anlamına gelen ön ek calli- pref.
yükseklik belirten ön ek acr- pref.
çekirdek anlamı veren ön ek caryo- pref.
alt, aşağı, zıt, tersi, tümü anlamlarını veren latince kökenli ön ek cata pref.
alt, aşağı, zıt, tersi, tümü anlamlarını veren latince kökenli ön ek cata- pref.
düz, doğru anlamı veren ön ek recti- pref.
alt, aşağı, zıt, tersi, tümü anlamlarını veren latince kökenli ön ek cath- pref.
sap anlamı veren ön ek caul- pref.
gitmek anlamı veren ön ek cede pref.
boşluk, oyuk anlamı veren ön ek cel- pref.
yüzüncü anlamı veren ön ek centi- pref.
yüzde bir anlamı veren ön ek centi- pref.
merkez anlamı veren ön ek centr- pref.
iğneli, kılçıklı anlamı veren ön ek centr- pref.
merkez, orta anlamı veren ön ek centri- pref.
merkez, orta anlamı veren ön ek centro- pref.
balmumu anlamı veren ön ek cero- pref.
tersi anlamı veren ön ek ob- pref.
içe doğru anlamı veren ön ek ob- pref.
tamamlanmamış anlamı veren ön ek ob- pref.
el' anlamı veren ön ek cheiro- pref.
el' anlamı veren ön ek chiro- pref.
pençe, kıskaç anlamı veren ön ek cheli- pref.
pençe, kıskaç anlamı veren ön ek chelo- pref.
kaz anlamı veren ön ek chen- pref.
kaz anlamı veren ön ek cheno- pref.
son derece küçük anlamı veren ön ek nanno- pref.
son derece küçük anlamı veren ön ek nano- pref.
uyuşturucu anlamı veren ön ek narco- pref.
ilaç yardımıyla anlamı veren ön ek narco- pref.
derin uyku anlamı veren ön ek narco- pref.
elektrik ışını anlamı veren ön ek narco- pref.
uyuşturucu anlamı veren ön ek narc- pref.
olmayan, değil anlamı veren ön ek non- pref.
zihin anlamı veren ön ek noo- pref.
normal anlamı veren ön ek norm- pref.
ceset ve/veya ölüm anlamı veren ön ek necr- pref.
yeni anlamı veren ön ek neo- pref.
genç anlamı veren ön ek neo- pref.
farklı anlamı veren ön ek neo- pref.
en son anlamı veren ön ek neo- pref.
olgunlaşmamış anlamı veren ön ek neo- pref.
taklit anlamı veren ön ek neo- pref.
anormal yeni oluşum anlamı veren ön ek neo- pref.
yeni anlamı veren ön ek ne- pref.
genç anlamı veren ön ek ne- pref.
farklı anlamı veren ön ek ne- pref.
en son anlamı veren ön ek ne- pref.
olgunlaşmamış anlamı veren ön ek ne- pref.
taklit anlamı veren ön ek ne- pref.
anormal yeni oluşum anlamı veren ön ek ne- pref.
sinirlere ait anlamı veren ön ek neur- pref.
nötr anlamı veren ön ek neutro- pref.
bazı māori kabilelerinin isimlerinden önce kullanılan ön ek ngai pref.
dünya/yeryüzü anlamı veren ön ek tellur- pref.
tellür anlamı veren ön ek tellur- pref.
dünya/yeryüzü anlamı veren ön ek telluro- pref.
tellür anlamı veren ön ek telluro- pref.
üç anlamı veren ön ek ter- pref.
üç kere anlamı veren ön ek ter- pref.
üçer üçer anlamı veren ön ek ternati- pref.
dört anlamı veren ön ek tessara- pref.
dört anlamı veren ön ek tessera- pref.
dört anlamı veren ön ek tessar- pref.
dörtte bir anlamı veren ön ek tetart- pref.
dörtte bir anlamı veren ön ek tetarto- pref.
dört parçalı anlamı veren ön ek tetra- pref.
deniz anlamı veren ön ek thalass- pref.
deniz anlamı veren ön ek thalasso- pref.
ölüm anlamı veren ön ek thanato- pref.
mucize anlamı veren ön ek thaumato- pref.
mucize anlamı veren ön ek thaumat- pref.
tanrı anlamına gelen ön ek the- pref.
ilahi anlamına gelen ön ek the- pref.
dişi anlamı veren ön ek thely- pref.
titanyum anlamı veren ön ek titan- pref.
titanyum anlamı veren ön ek titano- pref.
tüm, tamamen anlamları veren ön ek toti- pref.
hızlı ateşleme anlamı veren ön ek touch- pref.
içinden anlamı veren ön ek trans- pref.
değişim anlamı veren ön ek trans- pref.
aktarma anlamı veren ön ek trans- pref.
üçgen biçimli anlamı veren ön ek trigono- pref.
üçüncü anlamı veren ön ek trit- pref.
tersiyer (üçüncül) anlamı veren ön ek trit- pref.
üçüncü anlamı veren ön ek trito- pref.
tersiyer (üçüncül) anlamı veren ön ek trito- pref.
tip anlamı veren ön ek typ- pref.
görsel anlamı veren ön ek typ- pref.
model anlamı veren ön ek typ- pref.
tip anlamı veren ön ek typo- pref.
görsel anlamı veren ön ek typo- pref.
model anlamı veren ön ek typo- pref.
alternatif anlamı veren ön ek alt- pref.
yüksek anlamı veren son ek alto- pref.
alternatif anlamı veren ön ek alterna- pref.
ilahi/tanrısal anlamına gelen ön ek theo pref.
her ikisi de anlamı veren ön ek amphi- pref.
her iki tarafta anlamı veren ön ek amphi- pref.
etrafında anlamı veren ön ek amphi- pref.
değil anlamı veren ön ek an- pref.
olmayan anlamı veren ön ek an- pref.
kum anlamı veren ön ek amm- pref.
kum anlamı veren ön ek ammo- pref.
önce anlamı veren ön ek ante- pref.
daha erken anlamı veren ön ek ante- pref.
önünde anlamı veren ön ek ante- pref.
ön anlamı veren ön ek antero- pref.
soyundan anlamı veren ön ek ap pref.
-den farklı anlamı veren ön ek ap pref.
arı anlamı veren ön ek api- pref.
su anlamı veren ön ek aqui- pref.
su anlamı veren ön ek aqua- pref.
doğrultusunda anlamı veren ön ek ar- pref.
-e doğru anlamı veren ön ek ar- pref.
esas anlamı veren ön ek arch- pref.
prototip anlamı veren ön ek arch- pref.
lider anlamı veren ön ek arch- pref.
eski anlamı veren ön ek archae- pref.
antik anlamı veren ön ek archae- pref.
önceki anlamı veren ön ek arche- pref.
asıl anlamı veren ön ek arche- pref.
ilk anlamı veren ön ek arche- pref.
erken anlamı veren ön ek archi- pref.
ilkel anlamı veren ön ek archi- pref.
erken anlamı veren ön ek arch- pref.
ilkel anlamı veren ön ek arch- pref.
en iyi anlamı veren ön ek aristo- pref.
aristokrasi anlamı veren ön ek aristo- pref.
doğrultusunda anlamı veren ön ek as- pref.
10 üzeri -18'inci kuvvet anlamı veren ön ek atto- pref.
işitme anlamı veren ön ek audio- pref.
işitmeyle ilgili anlamı veren ön ek audio- pref.
ses anlamı veren ön ek audit- pref.
duyuş anlamı veren ön ek audit- pref.
işitsel anlamı veren ön ek audit- pref.
duyumsal anlamı veren ön ek audit- pref.
altın anlamına gelen ön ek auri- pref.
kulak anlamına gelen ön ek auri- pref.
güneye ait anlamına gelen ön ek austro- pref.
güneyli anlamına gelen ön ek austro- pref.
avusturya anlamına gelen ön ek austro- pref.
avusturyalı anlamına gelen ön ek austro- pref.
güney anlamına gelen ön ek austr- pref.
güneye ait anlamına gelen ön ek austr- pref.
avustralyalı ve başka bir milletin birleşimi anlamına gelen ön ek austr- pref.
oto anlamı veren ön ek aut- pref.
otomatik anlamı veren ön ek aut- pref.
kendisi anlamı veren ön ek aut- pref.
işletme anlamı veren ön ek bus. pref.
kendi kendine hareket eden anlamı veren ön ek automat- pref.
kendi kendini düzenleyen anlamı veren ön ek automat- pref.
otomatik anlamı veren ön ek automat- pref.
öncü anlamı veren ön ek avant- pref.
aşağı derecede anlamı veren ön ek under- pref.
daha az önemli anlamı veren ön ek under- pref.
normalden veya uygun olandan daha az anlamı veren ön ek under- pref.
gizli anlamı veren ön ek under- pref.
aldatıcı anlamı veren ön ek under- pref.
eksen anlamı veren ön ek ax- pref.
akson anlamı veren ön ek ax- pref.
koymak anlamı veren ön ek en- pref.
girmek anlamı veren ön ek en- pref.
karşılamak anlamı veren ön ek en- pref.
olmasına yol açmak anlamı veren ön ek en- pref.
etraflıca anlamı veren ön ek en- pref.
tümüyle anlamı veren ön ek en- pref.
iyice anlamı veren ön ek en- pref.
karşıt, zıt anlamı veren ön ek enantio- pref.
yapan kimse anlamına gelen son ek ent- pref.
en eski anlamı veren ön ek eo- pref.
en erken anlamı veren ön ek eo- pref.
önce anlamına gelen ön ek eph- pref.