sürmek

Sens de "sürmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 105 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	sürmek	lead v.
It is very important to lead a healthy lifestyle and eat right. Sağlıklı bir yaşam tarzı sürmek ve doğru beslenmek açısından önemlidir. More Sentences
2	Common Usage	sürmek	continue v.
The longer the conflict continues, the more it becomes a source of regional instability. Çatışma ne kadar uzun sürerse o kadar fazla bölgesel istikrarsızlık kaynağı haline gelir. More Sentences
3	Common Usage	sürmek	drive v.
They accelerate in a different way and are usually driven at higher speeds. Farklı bir şekilde hızlanırlar ve genellikle daha yüksek hızlarda sürülürler. More Sentences
General
4	General	sürmek	banish v.
We banished him from the country. Onu ülkeden sürdük. More Sentences
5	General	sürmek	extend v.
Sometimes family feuds extend through the generations. Bazen aile kavgaları nesiller boyu sürer. More Sentences
6	General	sürmek	run v.
That therefore means that contracts for contract personnel will run correspondingly longer. Bu da sözleşmeli personelin sözleşmelerinin daha uzun süreceği anlamına gelmektedir. More Sentences
7	General	sürmek	drive out v.
We will need to employ compassion in receiving refugees who have been driven out of their own countries. Ülkelerinden sürülen mültecileri kabul ederken şefkatli davranmamız gerekecektir. More Sentences
8	General	sürmek	go on v.
The suffering of this country has gone on long enough. Bu ülkenin çektiği acılar yeterince uzun sürdü. More Sentences
9	General	sürmek	persist v.
Serious problems in money laundering persist. Kara para aklanması konusunda ciddi sorunlar sürmektedir. More Sentences
10	General	sürmek	shove v.
I should've put on some sunscreen. Biraz güneş kremi sürmeliydim. More Sentences
11	General	sürmek	move v.
Mr Bourlanges said that he was moving a point of order, but he was, in fact, speaking in favour. Bay Bourlanges bir yöntem sorunu olduğunu öne sürdüğünü ama aslında lehte konuşuyordu. More Sentences
12	General	sürmek	rub v.
Could you rub some suntan lotion on me? Bana biraz güneş kremi sürebilir misin? More Sentences
13	General	sürmek	ride v.
It also has two riding modes; for learners and experts. Ayrıca iki sürüş modu var; öğrenenler ve uzmanlar için. More Sentences
14	General	sürmek	last v.
The economic depression in Europe has lasted at least ten years. Avrupa'daki ekonomik bunalım en az on yıl sürmüştür. More Sentences
15	General	sürmek	apply v.
She puts on a lot of lipstick when applying make up. Makyaj yaparken çok fazla ruj sürüyor. More Sentences
16	General	sürmek	go ahead v.
It'll take longer to tell you how to do it than to just go ahead and do it myself. Size nasıl yapacağınızı anlatmak, gidip kendim yapmaktan daha uzun sürecektir. More Sentences
17	General	sürmek	carry on v.
Article 1 prescribes that the procedure should be carried on in a spirit of cooperation. Madde 1, prosedürün iş birliği ruhu içinde yürütülmesi gerektiğini öne sürmektedir. More Sentences
18	General	sürmek	smooth v.
He smoothed a generous amount of sunscreen on his nose. Burnuna bol miktarda güneş kremi sürdü. More Sentences
19	General	sürmek	span v.
His journalism career spanned nearly five decades. Gazetecilik kariyeri yaklaşık elli yıl sürdü. More Sentences
Trade/Economic
20	Trade/Economic	sürmek	keep up v.
Will the fine weather keep up till tomorrow? Güzel hava yarına kadar sürecek mi? More Sentences
Law
21	Law	sürmek	banish v.
We banished him from the country. Biz onu ülkeden sürdük. More Sentences
Technical
22	Technical	sürmek	spread v.
I spread cheese on the slice of bread. Ekmek dilimine peynir sürdüm. More Sentences
23	Technical	sürmek	apply v.
Why does she apply olive oil on her lashes? Neden kirpiklerine zeytinyağı sürüyor? More Sentences
Computer
24	Computer	sürmek	drive v.
This war has seen hundreds of thousands driven from their homes in Chechnya and tens of thousands murdered. Bu savaş Çeçenistan'da yüzbinlerce kişinin evlerinden sürülmesine ve onbinlerce kişinin öldürülmesine neden olmuştur. More Sentences
Automotive
25	Automotive	sürmek	drive v.
The press is muzzled, human rights organisations are barred and opposition is driven abroad. Basın susturulmuş, insan hakları örgütleri yasaklanmış ve muhalefet yurt dışına sürülmüştür. More Sentences
Common Usage
26	Common Usage	sürmek	exile v.
General
27	General	sürmek	stuff v.
28	General	sürmek	place on sale v.
29	General	sürmek	cast out v.
30	General	sürmek	expulse v.
31	General	sürmek	till v.
32	General	sürmek	push v.
33	General	sürmek	stream v.
34	General	sürmek	steer v.
35	General	sürmek	hold out v.
36	General	sürmek	wheel v.
37	General	sürmek	ostracize v.
38	General	sürmek	burgeon v.
39	General	sürmek	impel v.
40	General	sürmek	huddle v.
41	General	sürmek	sprout v.
42	General	sürmek	endure v.
43	General	sürmek	release v.
44	General	sürmek	pitchfork v.
45	General	sürmek	roll v.
46	General	sürmek	spring v.
47	General	sürmek	bud v.
48	General	sürmek	transport v.
49	General	sürmek	hang over v.
50	General	sürmek	slip in v.
51	General	sürmek	be in progress v.
52	General	sürmek	plough v.
53	General	sürmek	drag on v.
54	General	sürmek	herd v.
55	General	sürmek	relegate v.
56	General	sürmek	expel v.
57	General	sürmek	germinate v.
58	General	sürmek	lay on v.
59	General	sürmek	wipe on v.
60	General	sürmek	thro v.
61	General	sürmek	exile v.
62	General	sürmek	shoot out v.
63	General	sürmek	expatriate v.
64	General	sürmek	daub v.
65	General	sürmek	thru v.
66	General	sürmek	take time v.
67	General	sürmek	bedaub v.
68	General	sürmek	deport v.
69	General	sürmek	displace v.
70	General	sürmek	plaster v.
71	General	sürmek	proceed v.
72	General	sürmek	run on v.
73	General	sürmek	plow v.
74	General	sürmek	ostracise v.
75	General	sürmek	abide v.
76	General	sürmek	whack (out) v.
77	General	sürmek	expulse v.
78	General	sürmek	horse v.
79	General	sürmek	distribute v.
80	General	sürmek	drave v.
81	General	sürmek	drove v.
82	General	sürmek	inject v.
83	General	sürmek	outshoot v.
84	General	sürmek	slog v.
85	General	sürmek	smudge v.
86	General	sürmek	soldier v.
87	General	sürmek	bear v.
88	General	sürmek	beat v.
89	General	sürmek	strike [obsolete] v.
Phrasals
90	Phrasals	sürmek	carry through v.
91	Phrasals	sürmek	pass on v.
92	Phrasals	sürmek	cake with v.
93	Phrasals	sürmek	plaster on v.
Colloquial
94	Colloquial	sürmek	g'head v.
Law
95	Law	sürmek	outlaw v.
96	Law	sürmek	exul v.
Politics
97	Politics	sürmek	expel v.
98	Politics	sürmek	transport v.
Technical
99	Technical	sürmek	dure v.
100	Technical	sürmek	smear v.
Automotive
101	Automotive	sürmek	tool v.
Agriculture
102	Agriculture	sürmek	ear v.
Archaic
103	Archaic	sürmek	overshake v.
Slang
104	Slang	sürmek	shmear v.
105	Slang	sürmek	schmeer v.

Sens de "sürmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	hüküm sürmek	rule v.
And so who will rule in the new age of peace? Peki yeni barış çağında kim hüküm sürecek? More Sentences
2	Common Usage	izini sürmek	trace v.
This research traces the development of the feminist movement. Bu araştırma feminist hareketin gelişiminin izini sürmektedir. More Sentences
3	Common Usage	hüküm sürmek	reign v.
For a year the paramilitaries have reigned in the town of Nariño. Nariño kasabasında bir yıldır paramiliter güçler hüküm sürüyor. More Sentences
4	Common Usage	iz sürmek	trace v.
The German authorities state that full tracing will be finalised by the end of this week. Alman yetkililer, tam iz sürme işleminin bu hafta sonuna kadar tamamlanacağını belirtiyor. More Sentences
5	Common Usage	piyasaya sürmek	release v.
This is the reason why it wants to work quickly, in order to release medicinal products which yield a high return. Yüksek getiri sağlayan tıbbi ürünleri piyasaya sürmek için hızlı bir şekilde çalışmak istemesinin nedeni budur. More Sentences
6	Common Usage	piyasaya sürmek	launch v.
Our immediate concern is the successful launch of the euro on 1 January. İvedilikle gerçekleşmesini istediğimiz şey, avronun 1 Ocak'ta başarı ile piyasaya sürülmesidir. More Sentences
7	Common Usage	ileri sürmek	assert v.
Your presidency programme asserts that current exceptional circumstances require putting security first. Başkanlık programınız, mevcut istisnai koşulların güvenliğe öncelik verilmesini gerektirdiğini ileri sürmektedir. More Sentences
8	Common Usage	araba sürmek	drive v.
Since then, the car has claimed a large proportion of these for driving and parking. O zamandan bu yana araba, sürüş ve park etme için bunların büyük bir bölümünü talep etti. More Sentences
General
9	General	piyasaya sürmek	launch n.
It was made in March 1999, just a few months before the launch of the supplier of Trisystem. Bu değişiklik Mart 1999'da, Trisystem tedarikçisinin piyasaya sürülmesinden sadece birkaç ay önce yapılmıştı. More Sentences
10	General	sürmek (iş/yolculuk vb belirli bir zaman)	take v.
It took us five days to complete the job. İşi tamamlamamız beş gün sürdü. More Sentences
11	General	ileri sürmek	put forward v.
Many arguments have been put forward for and against a change of regime. Rejim değişikliği lehinde ve aleyhinde birçok argüman ileri sürülmüştür. More Sentences
12	General	ileri sürmek	suggest v.
It is factually incorrect to suggest that ratification of the Treaty of Nice facilitates the enlargement process. Nice Antlaşması'nın onaylanmasının genişleme sürecini kolaylaştıracağını ileri sürmek gerçeklere aykırıdır. More Sentences
13	General	ileri sürmek	come up with v.
Tom has come up with another plan. Tom başka bir plan ileri sürdü. More Sentences
14	General	tereyağı sürmek	butter v.
Tom buttered his toast. Tom tostuna tereyağı sürdü. More Sentences
15	General	ileri sürmek	advance v.
The manager advanced a proposal at the meeting. Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü. More Sentences
16	General	piyasaya sürmek	release v.
Beats released their first product since the Apple acquisition. Beats, Apple'ın satın almasından bu yana ilk ürününü piyasaya sürdü. More Sentences
17	General	öne sürmek	put forward v.
Most of the technical amendments we put forward were accepted. Öne sürdüğümüz teknik değişikliklerin çoğu kabul edildi. More Sentences
18	General	ileri sürmek	propose v.
In 1920, British astronomer Arthur Eddington proposed that the Sun and other stars are powered by nuclear reactions. 1920'de İngiliz astronom Arthur Eddington güneş ve diğer yıldızların nükleer reaksiyonlar tarafından desteklendiğini ileri sürdü. More Sentences
19	General	ileri sürmek	plead v.
They both pleaded not guilty. Her ikisi de suçsuz olduklarını ileri sürdü. More Sentences
20	General	at sürmek	ride a horse v.
Tom is the one who taught Mary how to ride a horse. Mary'ye at sürmeyi öğreten kişi Tom'dur. More Sentences
21	General	ileri sürmek	contend v.
The church protested the government action, they contended that it violated the religious freedom restoration act. Kilise hükümetin eylemini protesto etti ve bunun din özgürlüğünün restorasyonu yasasını ihlal ettiğini ileri sürdü. More Sentences
22	General	sonsuza kadar sürmek	last forever v.
Economic boom periods do not last forever. Ekonomik patlama dönemleri sonsuza kadar sürmez. More Sentences
23	General	geri sürmek	back up v.
Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle. Dün Tom arabasını geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi. More Sentences
24	General	sürmek (yaşam/ömür)	live v.
Layla lived a good life. Leyla iyi bir yaşam sürüyordu. More Sentences
25	General	saltanat sürmek	reign v.
He began to reign at the age of forty. O kırk yaşında saltanat sürmeye başladı. More Sentences
26	General	bisiklet sürmek	bike v.
We bike together. Birlikte bisiklet sürüyoruz. More Sentences
27	General	hüküm sürmek	prevail v.
The same lack of solidarity has prevailed in the telecommunications sector. Telekomünikasyon sektöründe de aynı dayanışma eksikliği hüküm sürmektedir. More Sentences
28	General	bisiklet sürmek	cycle v.
We are going to cycle to the lake tomorrow. Yarın göle doğru bisiklet süreceğiz. More Sentences
29	General	tarla sürmek	plough v.
The farmer ploughed his field all day. Çiftçi bütün gün tarlasını sürdü. More Sentences
30	General	sürmek (topu)	dribble v.
Tom dribbled the ball down the court. Tom topu sahanın aşağısına doğru sürdü. More Sentences
31	General	öne sürmek	suggest v.
The report suggests that any emergency Community measure would need additional funding up to 2006. Rapor, herhangi bir acil Topluluk önleminin 2006 yılına kadar ek finansmana ihtiyaç duyacağını öne sürmektedir. More Sentences
32	General	top sürmek	dribble v.
Tom doesn't know how to dribble a ball. Tom top sürmeyi bilmiyor. More Sentences
33	General	izini sürmek	track v.
The Commission must track down the illegal aid and the aid which actually hinders the internal market. Komisyon, yasa dışı yardımların ve iç pazarı gerçekten engelleyen yardımların izini sürmelidir. More Sentences
34	General	el sürmek	touch v.
Don't touch the computer. Bilgisayara elini sürme. More Sentences
35	General	el sürmek	handle v.
Don't handle the merchandise. Mallara el sürme. More Sentences
36	General	ileri sürmek	argue v.
It may be argued that enlargement will provide special opportunities for sorting out a number of problems. Genişlemenin bir dizi sorunun çözüme kavuşturulması için özel fırsatlar sağlayacağı ileri sürülebilir. More Sentences
37	General	elini sürmek	touch v.
You barely touched your food. Yemeğine neredeyse hiç elini sürmedin. More Sentences
38	General	bisiklet sürmek	ride a bicycle v.
Tom was the one who taught Mary how to ride a bicycle. Mary'ye bisiklet sürmeyi öğreten Tom'du. More Sentences
39	General	(kanıt) ileri sürmek	adduce v.
For the oil industry to adduce, such an argument is pretty dubious. Petrol endüstrisinin böyle bir argüman ileri sürmesi oldukça şüphelidir. More Sentences
40	General	ruj sürmek	wear lipstick v.
My mother always wears lipstick. Annem her zaman ruj sürer. More Sentences
41	General	tarla sürmek	plow v.
The farmers use water buffalos to plow rice fields. Çiftçiler sabanla pirinç tarlalarını sürmek için su mandalarını kullanırlar. More Sentences
42	General	bisiklet sürmek	ride a bike v.
Tom learned to ride a bike when he was ten years old. Tom on yaşındayken bisiklet sürmeyi öğrendi. More Sentences
43	General	çok uzun sürmek	take forever v.
It'll take forever to do that. Bunu yapmak çok uzun sürer. More Sentences
44	General	kamyon sürmek	drive a truck v.
I am used to driving a truck. Kamyon sürmeye alışkınım. More Sentences
45	General	merhem sürmek	apply ointment v.
Tom is applying ointment to his wound. Tom yarasına merhem sürüyor. More Sentences
46	General	motosiklet sürmek	ride a motorcycle v.
Tom isn't used to riding a motorcycle. Tom motosiklet sürmeye alışık değil. More Sentences
47	General	güneş kremi sürmek	put on sunscreen v.
Have you put on sunscreen? Güneş kremi sürdün mü? More Sentences
48	General	(kimyasal/krem) sürmek	lay v.
Tom didn't lay a hand on me. Tom bana elini bile sürmedi. More Sentences
49	General	hayat sürmek	live v.
He lived an unhappy life. Mutsuz bir hayat sürdü. More Sentences
50	General	hayat sürmek	live v.
Tom lived a lonely life. Tom yalnız bir hayat sürüyordu. More Sentences
51	General	motosiklet sürmek	motorbike v.
Sami was riding that motorbike. Sami o motosikleti sürüyordu. More Sentences
Common Usage
52	Common Usage	sabanla sürmek	plow v.
53	Common Usage	ileri sürmek	bring forward v.
54	Common Usage	öne sürmek	assert v.
55	Common Usage	cila sürmek	varnish v.
56	Common Usage	pullukla sürmek	plow v.
57	Common Usage	ileri sürmek	allege v.
58	Common Usage	ileri sürmek	propound v.
59	Common Usage	bir iddia öne sürmek	assert a claim v.
60	Common Usage	bir iddia öne sürmek	raise a claim v.
61	Common Usage	pullukla sürmek	plough v.
62	Common Usage	sabanla sürmek	plough v.
General
63	General	leke sürmek	disglory [obsolete] n.
64	General	mum sürmek	inceration n.
65	General	yalnız hayat sürmek isteyen kimse	solitary n.
66	General	ileri sürmek	publish v.
67	General	saltanat sürmek	wield the scepter v.
68	General	tekerlekli birşeyi iterek sürmek	trundle v.
69	General	oje sürmek	apply nail polish v.
70	General	el sürmek	feel v.
71	General	para sürmek	ante up v.
72	General	ileri sürmek	bring something forward v.
73	General	sürmek (tarlayı)	cultivate v.
74	General	ileri sürmek	interpose v.
75	General	ileri sürmek	affirm v.
76	General	zamk sürmek	gum v.
77	General	dışarı sürmek	drive v.
78	General	arabayı çok hızlı sürmek	have a heavy foot v.
79	General	süngerle sürmek	sponge v.
80	General	ileri sürmek	put forth v.
81	General	yağ sürmek (başına kutsamak için)	anoint v.
82	General	sürmek (tekerlekli bir aracı)	wheel v.
83	General	yurtdışına sürmek	deport v.
84	General	namına leke sürmek	blot one's copybook v.
85	General	şöhretini doğrulayacak bir yaşam sürmek	live up to one's reputation v.
86	General	üzerine sürmek	overlay v.
87	General	öne sürmek	submit v.
88	General	faal bir hayat sürmek	be in the swim of things v.
89	General	geriye doğru sürmek	back v.
90	General	mum cilası sürmek	wax v.
91	General	öne sürmek	enounce v.
92	General	piyasaya sürmek	pass v.
93	General	bir iddia öne sürmek	assert a claim v.
94	General	sürmek (bir yerden atmak)	banish v.
95	General	yukarı sürmek	push up v.
96	General	leke sürmek	put a slur on v.
97	General	üzerine krema sürmek	ice v.
98	General	leke sürmek	dishonour v.
99	General	mezatta birinden fazla pey sürmek	outbid v.
100	General	sürmek (yurt dışı vb)	exile v.
101	General	ekmeğine yağ sürmek	play into somebody's hands v.
102	General	ününe leke sürmek	defame v.
103	General	ileri sürmek	hold forth v.
104	General	bir tabaka (boya vb) sürmek	coat v.
105	General	öne sürmek	propound v.
106	General	ileri sürmek	lay v.
107	General	cila sürmek	wax v.
108	General	yağ sürmek	grease v.
109	General	üstüne sürmek	lay on v.
110	General	yağ sürmek	baste v.
111	General	bir şeyi ince bir tabaka halinde sürmek	spread something thin v.
112	General	ileri sürmek	enunciate v.
113	General	piyasaya yeni mal sürmek	bring out v.
114	General	katran sürmek	tar v.
115	General	kireç boya sürmek	distemper v.
116	General	balmumu sürmek	wax v.
117	General	saban ile sürmek	plough v.
118	General	leke sürmek	dishonor v.
119	General	ileri sürmek	prefer v.
120	General	boya sürmek	splash v.
121	General	bir şeyi bir yere sürmek	rub something on v.
122	General	öne sürmek	hold forth v.
123	General	filiz sürmek	shoot v.
124	General	ileri sürmek	press home v.
125	General	ileri sürmek	observe v.
126	General	sefa sürmek	enjoy oneself v.
127	General	merhem sürmek	apply a salve v.
128	General	faal bir hayat sürmek	be in the swim v.
129	General	para sürmek	ante v.
130	General	bütünüyle kaplayacak bir şekilde sürmek	cover v.
131	General	ileri sürmek	profess v.
132	General	ileri sürmek	hold out v.
133	General	toprağı sürmek	till v.
134	General	sürmek (yağlı kolayca dağılan veya yapışkan bir şeyi bir yere)	smear with v.
135	General	ileri sürmek	throw out v.
136	General	leke sürmek	taint v.
137	General	pudra sürmek	put powder on v.
138	General	beklenenden daha uzun sürmek	drag on v.
139	General	domuz yağı sürmek	lard v.
140	General	sülüğen sürmek	vermilion v.
141	General	hafifçe sürmek	dab v.
142	General	sürmek (merhem vb'ni)	apply v.
143	General	ileri sürmek	pronounce v.
144	General	ileri sürmek	raise v.
145	General	aralıksız sürmek	stream v.
146	General	üstüne sürmek	apply v.
147	General	ülkesinden sürmek	expatriate v.
148	General	kutsal yağ sürmek	anoint v.
149	General	düven sürmek	thresh v.
150	General	burnunu sürmek	nose v.
151	General	kolonya sürmek	musk up v.
152	General	(arabayı) sürmek	tool v.
153	General	saban sürmek	exarate v.
154	General	arabayı sürmek	pull out v.
155	General	ileriye doğru sürmek	propel v.
156	General	ileri sürmek	propound v.
157	General	ileri sürmek (emin bir şekilde)	assert v.
158	General	ovarak sürmek	rub v.
159	General	kuru ve anlamsız bir hayat sürmek	vegetate v.
160	General	tekrar ileri sürmek	reassert v.
161	General	birdenbire başka bir yöne sürmek (taşıtı)	swerve v.
162	General	iz sürmek	hound v.
163	General	mutlu bir yaşam sürmek	lead a happy life v.
164	General	sürmek (bir şeyi bir yere)	smear v.
165	General	hayat sürmek	spend life v.
166	General	öne sürmek	bring forward v.
167	General	hüküm sürmek	sway v.
168	General	sürmek (yaşam)	lead v.
169	General	oje sürmek	paint one's nail v.
170	General	piyasaya sürmek	introduce into the market v.
171	General	ekmeğine yağ sürmek	play into the hands of v.
172	General	ileri sürmek	urge v.
173	General	zevk ve sefa sürmek	lead a life of pleasure v.
174	General	öne sürmek	aver v.
175	General	leke sürmek	besmirch v.
176	General	parfüm sürmek	perfume v.
177	General	el sürmek	finger v.
178	General	pedal çevirmeden bisiklet sürmek	coast v.
179	General	arabayı sürmek (bir yere)	pull in v.
180	General	sürmek (süre vb)	last v.
181	General	ileri sürmek	broach v.
182	General	ileri sürmek	set forth v.
183	General	leke sürmek	denigrate v.
184	General	leke sürmek	cast a slur on v.
185	General	öne sürmek	raise v.
186	General	iz sürmek	scent out v.
187	General	krem sürmek	cream v.
188	General	eşkin sürmek	canter v.
189	General	piyasaya sürmek	put something on the market v.
190	General	sürmek (bir şeyi bir yere)	smooth over v.
191	General	allık sürmek	rouge v.
192	General	namusuna leke sürmek	dishonour v.
193	General	yaşam sürmek	lead a life v.
194	General	iz sürmek	trail v.
195	General	ileri sürmek (fikir)	submit v.
196	General	leke sürmek	reflect poorly on v.
197	General	çift sürmek	plough v.
198	General	sürmek (filiz)	stock v.
199	General	bir şeyi ovarak sürmek	work something in v.
200	General	üstüne sürmek (bir şeyin)	top v.
201	General	toprağı sürmek	plough v.
202	General	leke sürmek	soil v.
203	General	pomat sürmek	pomade v.
204	General	ileri sürmek	propel v.
205	General	yapıştırıcı sürmek	glair v.
206	General	burnunu sürmek	nuzzle v.
207	General	iz sürmek	sleuth v.
208	General	saltanat sürmek	live in luxury v.
209	General	öne sürmek	set forth v.
210	General	ileri sürmek	introduce v.
211	General	sıvı dökmek/sürmek (kurumaması için pişen etin üstüne)	baste v.
212	General	krokette top sürmek	croquet v.
213	General	piyasaya sürmek	place on the market v.
214	General	öne sürmek (bir fikri)	moot v.
215	General	emin bir şekilde ileri sürmek	aver v.
216	General	leke sürmek	bespatter v.
217	General	yavaş sürmek (araba)	tootle v.
218	General	ileri sürmek	set up v.
219	General	(fikir) ileri sürmek	suggest v.
220	General	leke sürmek	smirch v.
221	General	bohem yaşamı sürmek	lead a bohemian life v.
222	General	saatlerce sürmek	last for many hours v.
223	General	öne sürmek	introduce v.
224	General	para sürmek	bet v.
225	General	leke sürmek	smear v.
226	General	leke sürmek	slur v.
227	General	geri sürmek	back v.
228	General	yağ sürmek	butter v.
229	General	ileri sürmek	put something forward v.
230	General	iz sürmek	spoor v.
231	General	pey sürmek	make a bid v.
232	General	ileri sürmek	set forward v.
233	General	aracı hızlı sürmek	drive fast v.
234	General	sefasını sürmek	enjoy something to the utmost v.
235	General	saltanat sürmek	rule v.
236	General	merhem sürmek	salve v.
237	General	(aracı) hızlı sürmek	race v.
238	General	iz sürmek	scent v.
239	General	balmumu sürmek	beeswax v.
240	General	ileri sürmek	present v.
241	General	daha iyi sürmek	outride v.
242	General	safa sürmek	have a good time v.
243	General	arabayı birdenbire tam gaz sürmek	gun v.
244	General	parfüm sürmek	wear perfume v.
245	General	para sürmek	bank v.
246	General	ileri sürmek	drive on v.
247	General	sefa sürmek	have a good time v.
248	General	av sürmek	course v.
249	General	yokuşa sürmek	make difficulties v.
250	General	uzun sürmek	take long v.
251	General	hüküm sürmek	govern v.
252	General	astar sürmek	prime v.
253	General	keyif sürmek	lead a life of pleasure v.
254	General	öne sürmek	come up with v.
255	General	ileri sürmek	bring about v.
256	General	tarlayı sürmek	cultivate v.
257	General	sebep ileri sürmek	come up with a reason v.
258	General	en önemli dayanakları ileri sürmek	bring up one's big guns v.
259	General	sebep ileri sürmek	show cause v.
260	General	öne sürmek	argue v.
261	General	ileri sürmek	wheel out v.
262	General	yokuşa sürmek	hamper v.
263	General	ileri sürmek	weigh in with v.
264	General	daha önceden yapılan birşeyi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek	wheel out v.
265	General	ekmeğine yağ sürmek	help (somebody) inadvertently v.
266	General	saygınlığına leke sürmek	besmirch someone's reputation v.
267	General	adına leke sürmek	infamize v.
268	General	uzun sürmek (zaman)	take a long time v.
269	General	on gün sürmek	last for ten days v.
270	General	on gün sürmek	take ten days v.
271	General	koşul öne sürmek	impose a condition v.
272	General	koşul öne sürmek	attach a condition v.
273	General	koşul öne sürmek	lay down a condition v.
274	General	zaman sürmek	last (time) v.
275	General	alçı sürmek	apply the plaster v.
276	General	koşul öne sürmek	set out a condition v.
277	General	zaman sürmek	take (time) v.
278	General	sebep öne sürmek	put forward a reason v.
279	General	sebep öne sürmek	set forth a reason v.
280	General	sebep öne sürmek	bring forward a reason v.
281	General	sebep öne sürmek	submit a reason v.
282	General	sebep öne sürmek	come up with a reason v.
283	General	saban sürmek	furrow v.
284	General	bir konu ileri sürmek	bring up an issue v.
285	General	bir konu ileri sürmek	raise an issue v.
286	General	tutkal sürmek	glue v.
287	General	tutkal sürmek	apply glue v.
288	General	oje sürmek	put on nail varnish v.
289	General	oje sürmek	apply nail varnish v.
290	General	boya sürmek	apply paint v.
291	General	boya sürmek	put on paint v.
292	General	fikir ileri sürmek	put forward an idea v.
293	General	fikir ileri sürmek	bring forward an idea v.
294	General	tren sürmek	use the train v.
295	General	traktör sürmek	drive tractor v.
296	General	ilaç sürmek	put on ointment v.
297	General	ilaç sürmek	rub on ointment v.
298	General	ilaç sürmek	apply ointment v.
299	General	mutlu bir hayat sürmek	lead a happy life v.
300	General	pey sürmek	submit a bid v.
301	General	ileri sürmek	propone v.
302	General	adına leke sürmek	defame v.
303	General	namına leke sürmek	defame v.
304	General	ismine leke sürmek	infamize v.
305	General	namına leke sürmek	infamize v.
306	General	ismine leke sürmek	defame v.
307	General	yağ sürmek	anoint v.
308	General	yolu yokuşa sürmek	make things difficult v.
309	General	yolu yokuşa sürmek	make trouble v.
310	General	işi yokuşa sürmek	raise difficulties v.
311	General	yolu yokuşa sürmek	raise difficulties v.
312	General	işi yokuşa sürmek	make trouble v.
313	General	yolu yokuşa sürmek	make difficulties v.
314	General	işi yokuşa sürmek	make difficulties v.
315	General	işi yokuşa sürmek	make things difficult v.
316	General	onuruna leke sürmek	tarnish one's honour v.
317	General	onuruna leke sürmek	stain one's honour v.
318	General	ömür boyu sürmek	last a lifetime v.
319	General	sır sürmek	foliate v.
320	General	jöle sürmek	apply hair-gel v.
321	General	-e el sürmek	lay hands on v.
322	General	jöle sürmek	put hair-gel v.
323	General	pey sürmek	bid v.
324	General	leke sürmek	blacken v.
325	General	dal sürmek	branch v.
326	General	av sürmek	dog v.
327	General	üstüne sürmek	top v.
328	General	sürmek (bir başka şeyin üstüne)	spread v.
329	General	yurtdışına sürmek	expatriate v.
330	General	öne sürmek	exert v.
331	General	ruj sürmek	apply lipstick v.
332	General	ruj sürmek	put on lipstick v.
333	General	cila sürmek	apply varnish v.
334	General	gerekçe ileri sürmek	put forward a reason v.
335	General	ileri doğru sürmek	propel v.
336	General	başka insanların arasına karışmadan sakin bir yaşam sürmek	keep oneself to oneself v.
337	General	ileri sürmek	submit v.
338	General	uzun sürmek	last long v.
339	General	kökten filiz sürmek	tiller v.
340	General	izini sürmek	trail v.
341	General	ileri sürmek	weave v.
342	General	bir saniye sürmek	last a second v.
343	General	mütevazı bir yaşam sürmek	live a modest life v.
344	General	mütevazı bir yaşam sürmek	lead a modest life v.
345	General	adına leke sürmek	bring discredit to one's name v.
346	General	egemenlik sürmek	prevail v.
347	General	iki hafta sürmek	last a fortnight v.
348	General	on beş gün sürmek	last a fortnight v.
349	General	mütevazı bir yaşam sürmek	live a humble life v.
350	General	bir memuru doğuya sürmek	relegate an officer to a post in east v.
351	General	kremi vücuduna sürmek	rub the cream into one's skin v.
352	General	araba sürmek	drive a car v.
353	General	etkisi uzun sürmek	go a long way v.
354	General	kremi yüzüne sürmek	rub the cream into one's face v.
355	General	daha iyi sürmek	outdrive v.
356	General	uzun sürmek	last a long time v.
357	General	uzun sürmek	take a long time v.
358	General	kısa sürmek	last a short time v.
359	General	daha hızlı sürmek	outdrive v.
360	General	kısa sürmek	take a short time v.
361	General	piyasaya sürmek	introduce to the market v.
362	General	piyasaya sürmek	bring out v.
363	General	kanıt ileri sürmek	adduce evidence v.
364	General	piyasaya sürmek	introduce v.
365	General	piyasaya sürmek	launch to the market v.
366	General	piyasaya sürmek	put on the market v.
367	General	piyasaya sürmek	throw on the market v.
368	General	piyasaya sürmek	market v.
369	General	toprak sürmek	plow v.
370	General	geçmişe doğru izini sürmek	trace back v.
371	General	kökeninin izini sürmek	trace back v.
372	General	iç piyasaya sürmek	release to the domestic market v.
373	General	daha fazla sürmek	outlast v.
374	General	kutsal yağ sürmek	anele v.
375	General	kutsal yağ sürmek	embrocate v.
376	General	kutsal yağ sürmek	inunct v.
377	General	çok daha uzun sürmek	take much longer v.
378	General	mutlu bir hayat sürmek	live a happy life v.
379	General	mutlu bir yaşam sürmek	live a happy life v.
380	General	sokakta bisiklet sürmek	ride a bicycle on the street v.
381	General	emekliliğinin keyfini sürmek	enjoy his/her retirement v.
382	General	keyfini sürmek	enjoy v.
383	General	alnına leke sürmek	sully v.
384	General	alnına leke sürmek	calumniate v.
385	General	alnına leke sürmek	defame v.
386	General	alnına leke sürmek	asperse v.
387	General	alnına leke sürmek	smear v.
388	General	alnına leke sürmek	slander v.
389	General	alnına leke sürmek	smirch v.
390	General	alnına leke sürmek	besmirch v.
391	General	alnına leke sürmek	denigrate v.
392	General	kamyon sürmek	drive a lorry v.
393	General	öne sürmek	postulate v.
394	General	bir buçuk gün sürmek	last a day and a half v.
395	General	biraz hızlı sürmek/kullanmak	drive a bit fast v.
396	General	arabayı çok hızlı sürmek	drive the car too fast v.
397	General	ürün sürmek	release a product v.
398	General	(yaraya vb) biraz merhem sürmek	put on some ointment v.
399	General	(yaraya vb) biraz krem sürmek	put on some ointment v.
400	General	beklenenden daha uzun sürmek	take longer than expected v.
401	General	..markası ile piyasaya sürmek	launch under the brand name v.
402	General	kaslarına losyon sürmek	rub lotion into one's muscles v.
403	General	on beş gün sürmek	last for fifteen days v.
404	General	namusuna leke sürmek	defame v.
405	General	emniyet şeridinde sürmek	drive on the shoulder v.
406	General	toprağı sürmek	plow v.
407	General	çift sürmek	plow v.
408	General	namusuna leke sürmek	dishonor v.
409	General	saban ile sürmek	plow v.
410	General	adına leke sürmek	infamise v.
411	General	ismine leke sürmek	infamise v.
412	General	toprak sürmek	plough v.
413	General	namına leke sürmek	infamise v.
414	General	yoğurt sürmek	rub yogurt on v.
415	General	yoğurt sürmek	apply yogurt on v.
416	General	bisikleti kaldırımda sürmek	ride the bike on the sidewalk v.
417	General	delil ileri sürmek	provide evidence v.
418	General	merhem sürmek	rub on ointment v.
419	General	merhem sürmek	put on ointment v.
420	General	çok/uzun sürmek	take ages v.
421	General	çağlar sürmek	take ages v.
422	General	piyasaya sürmek	put onto the market v.
423	General	motor sürmek	ride a motorcycle v.
424	General	tarlayı sürmek	plough the field v.
425	General	tarlayı sürmek	plow the field v.
426	General	yelkenli sürmek	sail a sailboat v.
427	General	rimel sürmek	apply mascara to v.
428	General	rimel sürmek	mascara v.
429	General	göçebe hayatı sürmek	nomadize v.
430	General	göçebe hayatı sürmek	nomadise v.
431	General	ekmeğe sürmek	spread on bread v.
432	General	krem sürmek (yaraya)	put on oinment v.
433	General	yanık merhemi sürmek	apply burn ointment v.
434	General	azalarak da olsa devam etmek/sürmek	continue albeit at a diminishing pace v.
435	General	merhem sürmek	anoint v.
436	General	pomat sürmek	anoint v.
437	General	hipotez öne sürmek	hypothesize about v.
438	General	mermi sürmek	chamber a round v.
439	General	aktif bir yaşam sürmek	racket v.
440	General	aktif bir sosyal yaşam sürmek	racket v.
441	General	(zaman/süre) sürmek	take v.
442	General	koşulmuş hayvanların çektiği arabayı sürmek	team v.
443	General	yeniden ileri sürmek	reallege v.
444	General	bir arabanın arkasına doğru sürmek	rear end v.
445	General	yeniden sürmek	redrive v.
446	General	geri sürmek	redrive v.
447	General	yeniden araba sürmek	redrive v.
448	General	iki tekerlekli at arabası sürmek	chariot v.
449	General	(at vb.) sürmek	check [obsolete] v.
450	General	burnunu sürmek	nurstle [obsolete] v.
451	General	piyasaya sürmek	relesse [obsolete] v.
452	General	üzerine sürmek	perfricate [obsolete] v.
453	General	tarlayı ekimden önce üç kez sürmek	trifallow [obsolete] v.
454	General	tarlayı ekimden önce üç kez sürmek	thrifallow [obsolete] v.
455	General	tarlayı ekimden önce üç kez sürmek	thryfallow [obsolete] v.
456	General	tarlayı ikinci kez sürmek	twifallow [obsolete] v.
457	General	öne sürmek	allow [dialect] v.
458	General	3 saat sürmek	last for 3 hours v.
459	General	3 saat sürmek	take 3 hours v.
460	General	altında sürmek	underrun v.
461	General	tek tekerlekli bisiklet sürmek	unicycle v.
462	General	at sürmek	jockey v.
463	General	yağ sürmek	enseam v.
464	General	mükemmelliğine leke sürmek	unperfect v.
465	General	balsam sürmek	balm [obsolete] v.
466	General	öne sürmek	erect v.
467	General	namusuna leke sürmek	unworship v.
468	General	izini sürmek	uptrace v.
469	General	zevk için araba sürmek	joyride v.
470	General	süs amaçlı göze stibnit sürmek	kohl v.
471	General	kamyonet sürmek	van v.
472	General	kireç sürmek	lime v.
473	General	toprağı sürmek	list v.
474	General	ökse sürmek	birdlime v.
475	General	ileri sürmek	lege [obsolete] v.
476	General	(ekmeğe, tosta) marmayt sürmek	marmite v.
477	General	sertçe sürmek	hackney [obsolete] v.
478	General	yüksek hızda sürmek	whack (up) v.
479	General	yüksek enerjiyle sürmek	whack (up) v.
480	General	hızlıca sürmek	whig v.
481	General	(bir şey) boyunca hızla sürmek	whirry v.
482	General	(tırmıkla sürer gibi) tarlayı sürmek	harrow v.
483	General	at sırtında sürmek	haze [dialect] v.
484	General	at sırtında sürmek	hazle [dialect] v.
485	General	ileri sürmek	bring v.
486	General	izini sürmek	bring [obsolete] v.
487	General	daha belirgin hale getirmek için yanaklara ve kaşlara aydınlatıcı sürmek	highlight v.
488	General	ileri sürmek	hold v.
489	General	korna ile sürmek	horn v.
490	General	hipotez öne sürmek	hypothetize v.
491	General	hipotez öne sürmek	hypothetise v.
492	General	kötü araba sürmek	misdrive v.
493	General	kötü yaşam sürmek	mislive v.
494	General	yanlış şekilde iz sürmek	mistrace v.
495	General	motorlu bisiklet sürmek	motorbike v.
496	General	motosiklet sürmek	motorcycle v.
497	General	dağ bisikleti sürmek	mountain bike v.
498	General	yeniden cila sürmek	rewax v.
499	General	hüküm sürmek	rewle v.
500	General	silah ve av hayvanlarıyla izini sürmek	hunt v.