Geçmiş

vermek

"vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 149 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	vermek	give f.
General
2	Genel	vermek	bring forth f.
3	Genel	vermek	impute f.
4	Genel	vermek	bestow upon f.
5	Genel	vermek	attribute f.
6	Genel	vermek	consign f.
7	Genel	vermek	serve f.
8	Genel	vermek	surrender f.
9	Genel	vermek	put up f.
10	Genel	vermek	issue f.
11	Genel	vermek	let out f.
12	Genel	vermek	inflict f.
13	Genel	vermek	favour with f.
14	Genel	vermek	place f.
15	Genel	vermek	confer upon f.
16	Genel	vermek	indue f.
17	Genel	vermek	tender f.
18	Genel	vermek	marry f.
19	Genel	vermek	inject f.
20	Genel	vermek	pass in f.
21	Genel	vermek	entrust f.
22	Genel	vermek	attach f.
23	Genel	vermek	produce f.
24	Genel	vermek	administer f.
25	Genel	vermek	offer f.
26	Genel	vermek	reach f.
27	Genel	vermek	resign to f.
28	Genel	vermek	come at f.
29	Genel	vermek	award f.
30	Genel	vermek	let f.
31	Genel	vermek	pay f.
32	Genel	vermek	lend f.
33	Genel	vermek	dish out f.
34	Genel	vermek	dispose f.
35	Genel	vermek	defray f.
36	Genel	vermek	ascribe f.
37	Genel	vermek	submit f.
38	Genel	vermek	deal f.
39	Genel	vermek	inoculate f.
40	Genel	vermek	instate f.
41	Genel	vermek	bestow on f.
42	Genel	vermek	confer on f.
43	Genel	vermek	mete out f.
44	Genel	vermek	impart to f.
45	Genel	vermek	lodge f.
46	Genel	vermek	spare f.
47	Genel	vermek	deliver up f.
48	Genel	vermek	allow f.
49	Genel	vermek	accord f.
50	Genel	vermek	bestow f.
51	Genel	vermek	pony up f.
52	Genel	vermek	give away f.
53	Genel	vermek	dispose of f.
54	Genel	vermek	come across with f.
55	Genel	vermek	distribute f.
56	Genel	vermek	hand in f.
57	Genel	vermek	devote f.
58	Genel	vermek	dispense f.
59	Genel	vermek	sell f.
60	Genel	vermek	extend f.
61	Genel	vermek	contribute f.
62	Genel	vermek	give f.
63	Genel	vermek	endow f.
64	Genel	vermek	confer f.
65	Genel	vermek	give something away f.
66	Genel	vermek	cede f.
67	Genel	vermek	hand over f.
68	Genel	vermek	dedicate f.
69	Genel	vermek	bring in f.
70	Genel	vermek	hand out f.
71	Genel	vermek	apply f.
72	Genel	vermek	assign f.
73	Genel	vermek	bend f.
74	Genel	vermek	bear f.
75	Genel	vermek	concede f.
76	Genel	vermek	donate f.
77	Genel	vermek	hand f.
78	Genel	vermek	grant f.
79	Genel	vermek	give in f.
80	Genel	vermek	hand something in f.
81	Genel	vermek	present f.
82	Genel	vermek	provide f.
83	Genel	vermek	yield f.
84	Genel	vermek	pass f.
85	Genel	vermek	supply with f.
86	Genel	vermek	deliver f.
87	Genel	vermek	intrust f.
88	Genel	vermek	furnish f.
89	Genel	vermek	emit f.
90	Genel	vermek	favour f.
91	Genel	vermek	hold out f.
92	Genel	vermek	endue f.
93	Genel	vermek	render f.
94	Genel	vermek	impart f.
95	Genel	vermek	expend f.
96	Genel	vermek	supply f.
97	Genel	vermek	fix up f.
98	Genel	vermek	give possession f.
99	Genel	vermek	afford f.
100	Genel	vermek	erogate f.
101	Genel	vermek	favor f.
102	Genel	vermek	lene f.
103	Genel	vermek	hands f.
104	Genel	vermek	breathe f.
105	Genel	vermek	yive f.
106	Genel	vermek	demise [obsolete] f.
107	Genel	vermek	gie [scotland] f.
108	Genel	vermek	impatronize [obsolete] f.
109	Genel	vermek	impatronise [obsolete] f.
110	Genel	vermek	impute f.
111	Genel	vermek	infer [obsolete] f.
112	Genel	vermek	cut f.
113	Genel	vermek	gae [scotland] f.
114	Genel	vermek	interpose f.
115	Genel	vermek	possess f.
116	Genel	vermek	pretend [obsolete] f.
117	Genel	vermek	report f.
Phrasals
118	Öbek Fiiller	vermek	blossom into something f.
119	Öbek Fiiller	vermek	pass over to f.
120	Öbek Fiiller	vermek	issue to f.
121	Öbek Fiiller	vermek	drop off f.
122	Öbek Fiiller	vermek	give in f.
123	Öbek Fiiller	vermek	pass to f.
124	Öbek Fiiller	vermek	pass on to f.
125	Öbek Fiiller	vermek	give out f.
126	Öbek Fiiller	vermek	toss out f.
127	Öbek Fiiller	vermek	pass on f.
128	Öbek Fiiller	vermek	hand in f.
129	Öbek Fiiller	vermek	favor with f.
130	Öbek Fiiller	vermek	fix up f.
131	Öbek Fiiller	vermek	give of f.
132	Öbek Fiiller	vermek	give over f.
Trade/Economic
133	Ticaret/Ekonomi	vermek	refer f.
134	Ticaret/Ekonomi	vermek	assign f.
Law
135	Hukuk	vermek	allow f.
136	Hukuk	vermek	settle f.
Technical
137	Teknik	vermek	yield f.
138	Teknik	vermek	present f.
139	Teknik	vermek	render f.
140	Teknik	vermek	apply f.
141	Teknik	vermek	transmit f.
142	Teknik	vermek	supply f.
143	Teknik	vermek	generate f.
144	Teknik	vermek	impart f.
Tobacco
145	Tütün	vermek	refer f.
Archaic
146	Eski Kullanım	vermek	derive f.
British Slang
147	İngiliz Argosu	vermek	wazz f.
148	İngiliz Argosu	vermek	luzz f.
149	İngiliz Argosu	vermek	bung f.

"vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	ödül vermek	award f.
2	Yaygın Kullanım	olanak vermek	enable f.
3	Yaygın Kullanım	haber vermek	let know f.
4	Yaygın Kullanım	konferans vermek	lecture f.
5	Yaygın Kullanım	yanıt vermek	respond f.
6	Yaygın Kullanım	son vermek	cease f.
7	Yaygın Kullanım	sipariş vermek	place an order f.
8	Yaygın Kullanım	teklif vermek	offer f.
9	Yaygın Kullanım	sinyal vermek	signal f.
10	Yaygın Kullanım	haber vermek	report f.
11	Yaygın Kullanım	haber vermek	tell f.
12	Yaygın Kullanım	rehin vermek	gage f.
13	Yaygın Kullanım	sipariş vermek	order f.
14	Yaygın Kullanım	avans vermek	advance f.
15	Yaygın Kullanım	önem vermek	attach importance to f.
16	Yaygın Kullanım	biçim vermek	shape f.
17	Yaygın Kullanım	meme vermek	nurse f.
18	Yaygın Kullanım	yaprak vermek	leaf f.
19	Yaygın Kullanım	meyve vermek	fruit f.
20	Yaygın Kullanım	güç vermek	sustain f.
21	Yaygın Kullanım	ders vermek	teach f.
22	Yaygın Kullanım	sert cevap vermek	retort f.
23	Yaygın Kullanım	şekil vermek	give shape f.
24	Yaygın Kullanım	mola vermek	stop over f.
25	Yaygın Kullanım	yanıt vermek	answer f.
26	Yaygın Kullanım	önem vermek	care f.
27	Yaygın Kullanım	değer vermek	value f.
28	Yaygın Kullanım	eğitim vermek	train f.
29	Yaygın Kullanım	son vermek	end f.
30	Yaygın Kullanım	yeniden güven vermek	reassure f.
31	Yaygın Kullanım	sipariş vermek	give an order f.
32	Yaygın Kullanım	yanıt vermek	reply to f.
33	Yaygın Kullanım	ders vermek	give a lesson f.
34	Yaygın Kullanım	ceza vermek	punish f.
35	Yaygın Kullanım	haber vermek	inform f.
36	Yaygın Kullanım	sebebiyet vermek	cause f.
37	Yaygın Kullanım	kalacak yer vermek	accommodate f.
38	Yaygın Kullanım	(ürün/meyve) vermek	bear f.
39	Yaygın Kullanım	cevap vermek	answer f.
40	Yaygın Kullanım	izin vermek	allow f.
41	Yaygın Kullanım	yetki vermek	authorize f.
42	Yaygın Kullanım	ad vermek	denominate f.
43	Yaygın Kullanım	cesaret vermek	encourage f.
44	Yaygın Kullanım	şekil vermek	shape f.
45	Yaygın Kullanım	soluk vermek	exhale f.
46	Yaygın Kullanım	ilham vermek	inspire f.
47	Yaygın Kullanım	izin vermek	let f.
48	Yaygın Kullanım	bilgi vermek	inform f.
49	Yaygın Kullanım	izin vermek	permit f.
50	Yaygın Kullanım	söz vermek	promise f.
51	Yaygın Kullanım	(para) geri vermek	repay f.
52	Yaygın Kullanım	kesin karar vermek	resolve f.
53	Yaygın Kullanım	oy vermek	vote f.
54	Yaygın Kullanım	ürün vermek	yield f.
55	Yaygın Kullanım	son vermek	terminate f.
56	Yaygın Kullanım	ara vermek	pause f.
57	Yaygın Kullanım	ara vermek	have a break f.
58	Yaygın Kullanım	zarar vermek	damage f.
59	Yaygın Kullanım	karşılık vermek	respond f.
60	Yaygın Kullanım	karar vermek	decide f.
61	Yaygın Kullanım	ödünç vermek	lend f.
62	Yaygın Kullanım	öğüt vermek	advise f.
63	Yaygın Kullanım	mahkemeye vermek	sue f.
64	Yaygın Kullanım	selam vermek	salute f.
65	Yaygın Kullanım	selam vermek	greet f.
66	Yaygın Kullanım	dert vermek	bother f.
67	Yaygın Kullanım	ruhsat vermek	warrant f.
68	Yaygın Kullanım	izin vermek	warrant f.
69	Yaygın Kullanım	yetki vermek	warrant f.
70	Yaygın Kullanım	şekil vermek	mold f.
71	Yaygın Kullanım	şekil vermek	mould f.
72	Yaygın Kullanım	oy vermek	ballot f.
73	Yaygın Kullanım	yetki vermek	authorise f.
74	Yaygın Kullanım	rey vermek	vote f.
75	Yaygın Kullanım	mahkemeye vermek	sue for f.
76	Yaygın Kullanım	boşuna ümit vermek	tantalize f.
77	Yaygın Kullanım	oturuma ara vermek	adjourn f.
78	Yaygın Kullanım	karar vermek	make a decision f.
79	Yaygın Kullanım	hayvanlara zarar vermek	harm animals f.
80	Yaygın Kullanım	son vermek	put an end f.
General
81	Genel	uçurtmaya geriye doğru eğim vermek için kullanılan ip	bowline i.
82	Genel	bir hristiyanın kiliseye vermek üzere ayırdığı gelirinin yüzde onu	tithe i.
83	Genel	bir ders vermek amacıyla kaleme alınmış kısa hikaye	exemplum i.
84	Genel	güvenerek sırrını vermek	confidingness i.
85	Genel	yemeklere tat vermek için kullanılan bitki	herb i.
86	Genel	ibret vermek için yapılan	exemplary i.
87	Genel	ismini vermek istemeyen bir izleyici	an anonymous watcher i.
88	Genel	ismini vermek istemeyen bir dinleyici	an anonymous listener i.
89	Genel	adını vermek istemeyen bir dinleyici	an anonymous listener i.
90	Genel	gıyabında hüküm vermek	default i.
91	Genel	sağlıklı kilo vermek	healthy loss of weight i.
92	Genel	ödül vermek	adward [obsolete] i.
93	Genel	ödül olarak vermek	adward [obsolete] i.
94	Genel	kilo vermek için yapılan egzersizler	reducing exercises i.
95	Genel	bir kişinin belirli bir sosyal hizmet için uygun olup olmadığına karar vermek için fiziksel veya sosyal koşullarının incelenmesi	needs test i.
96	Genel	abd'nin birtakım şehirlerinde mahkeme süreçlerinde hizmet vermek ve bazı görevleri ifa etmek üzere görevlendirilmiş kanun görevlisi	marshall i.
97	Genel	işaret vermek için ayna kullanma	heliography i.
98	Genel	sopa (ceza vermek amacıyla kullanılan ucu yassı ve yayvan)	paddle i.
99	Genel	grup üyelerine samimi ve gayriresmi olarak tanışma fırsatı vermek için bir partide yapılan oyun, gösteri veya dans	mixer i.
100	Genel	para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet	money changer i.
101	Genel	para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet	moneychanger i.
102	Genel	(abd'de) baba adayını kutlayıp ona hediye vermek için düzenlenen parti	dadchelor party [us] i.
103	Genel	granüllü görünüm vermek için yapay olarak işlenmiş yüzey	grain i.
104	Genel	kandırmak ve zarar vermek için verilen hediye	greek gift i.
105	Genel	aile ve ebeveynlik sorunlarına dair öneri ve destek vermek üzere kurulmuş ingiltere merkezli bir internet sitesi	mumsnet i.
106	Genel	yakın mesafe efekti vermek için yükseltilmiş ses	close-up i.
107	Genel	teşvik vermek	incentivize i.
108	Genel	teşvik vermek	incentivise i.
109	Genel	tıp öğrencilerine hasta başında eğitim vermek	clinic [obsolete] i.
110	Genel	birine destek vermek amacıyla savaşmayı taahhüt eden kişisel teminat	gauge i.
111	Genel	saça şekil vermek için kullanılan jelatinimsi preparat	gelatin i.
112	Genel	saça şekil vermek için kullanılan jelatinimsi preparat	gelatine i.
113	Genel	pirinç gibi metallere altın görüntüsü vermek için uygulanan bir cila	ormolu varnish i.
114	Genel	önceden haber vermek	prenunciation [obsolete] i.
115	Genel	yetki vermek	license f.
116	Genel	umut vermek	promise f.
117	Genel	zahmet vermek	impose upon f.
118	Genel	birine söz vermek	give someone one's word f.
119	Genel	süt vermek (inek)	milk f.
120	Genel	ilaç olarak vermek	exhibiting f.
121	Genel	ara vermek	prorogue f.
122	Genel	karşılığını vermek	repay f.
123	Genel	azap vermek	torment f.
124	Genel	maaşına zam işine son vermek	pay somebody off f.
125	Genel	düşük fiyat vermek (başkasının önerdiği fiyattan)	undercut f.
126	Genel	karşılık vermek	answer f.
127	Genel	zarar vermek (hastalık)	affect f.
128	Genel	ara vermek	lie off f.
129	Genel	renk vermek	tinct f.
130	Genel	hak ve yetki vermek	entitle f.
131	Genel	meyvesini vermek	pan out f.
132	Genel	faize vermek	lend at interest f.
133	Genel	karar vermek	decree f.
134	Genel	önem vermek	note f.
135	Genel	zarar vermek	flaw f.
136	Genel	edebiyatta söz vermek	promise in literature f.
137	Genel	sıkıntı vermek	discomfort f.
138	Genel	talebe yanıt vermek	meet the demand f.
139	Genel	karşılık vermek	spoke in response f.
140	Genel	ödül vb vermek	adjudge f.
141	Genel	kendini (bir işe) vermek	settle down to f.
142	Genel	hak ettiği maaştan az vermek	underpay f.
143	Genel	cesaret vermek	exhort f.
144	Genel	not vermek	grade a test f.
145	Genel	hediye olarak vermek	give away f.
146	Genel	karşılık vermek	hit back f.
147	Genel	son vermek	fetch up f.
148	Genel	aleyhinde oy vermek	vote against f.
149	Genel	imza vermek	autograph f.
150	Genel	sipariş vermek	commission f.
151	Genel	son vermek	break something off f.
152	Genel	hesap vermek	give an account of f.
153	Genel	ziyafet vermek	feast f.
154	Genel	(kararı vermek) (birine) kalmak	rest with f.
155	Genel	hak vermek	entitle f.
156	Genel	tezkeresini eline vermek	give somebody his marching orders f.
157	Genel	şekil vermek	give form to f.
158	Genel	lord payesi vermek	lord f.
159	Genel	eski mevkiini geri vermek	reinstate f.
160	Genel	yakıp söndürmek (işaret vermek için ışıkları)	flash f.
161	Genel	çeki düzen vermek	spruce f.
162	Genel	açık kart vermek	give carte blanche f.
163	Genel	ahlak dersi vermek	moralize f.
164	Genel	seçimde oy vermek	go to the poll f.
165	Genel	karşılık vermek	come back f.
166	Genel	şeker tadı vermek	sweeten f.
167	Genel	ele vermek	reveal f.
168	Genel	sakalı ele vermek	allow oneself be led by the nose f.
169	Genel	bilgi vermek	clear up f.
170	Genel	tat vermek	flavor f.
171	Genel	konferans vermek	give a lecture f.
172	Genel	vermek (ceza)	impose upon f.
173	Genel	depozito vermek	put down a deposit on something f.
174	Genel	teminat olarak vermek	pledge f.
175	Genel	hafif renk vermek	tinge f.
176	Genel	biçim vermek	forge f.
177	Genel	izin vermek	be in the clear f.
178	Genel	vermek (para)	place f.
179	Genel	eziyet vermek	plague f.
180	Genel	isteksizce vermek	grudge f.
181	Genel	zarar vermek	get at f.
182	Genel	postu vermek	die f.
183	Genel	hesap vermek	account for f.
184	Genel	tam not vermek	give something the thumbs up f.
185	Genel	lezzet vermek	season f.
186	Genel	karar vermek	make decision f.
187	Genel	keyif ve neşe vermek	exhilarate f.
188	Genel	karar vermek	fix on f.
189	Genel	cesaret vermek	nerve f.
190	Genel	ihtimal vermek	regard as possible f.
191	Genel	özel ders vermek	coach f.
192	Genel	senet vermek	give somebody written certification f.
193	Genel	can vermek	perish f.
194	Genel	resmi demeç vermek	lodge f.
195	Genel	zarar vermek	disadvantage f.
196	Genel	söz vermek	give a promise f.
197	Genel	sık ve kesik soluklar alıp vermek	breathe hard f.
198	Genel	lezzet vermek	savor f.
199	Genel	rüşvet vermek	square f.
200	Genel	konca vermek	bud f.
201	Genel	zarar vermek	scathe f.
202	Genel	karşılık vermek	counter f.
203	Genel	poz vermek	posture f.
204	Genel	acı vermek	inflict pain f.
205	Genel	fikir vermek	advise f.
206	Genel	karar vermek	settle f.
207	Genel	zarar vermek	labefy f.
208	Genel	karar vermek	hand down f.
209	Genel	kan vermek	donate blood f.
210	Genel	önerge vermek	make a motion f.
211	Genel	sıkıntı vermek	incommode f.
212	Genel	ürün vermek	bring forth f.
213	Genel	sinyal vermek	beam f.
214	Genel	önem vermek	regard f.
215	Genel	öğüt vermek	recommend f.
216	Genel	çeki düzen vermek	spruce up f.
217	Genel	gaipten haber vermek	prophesy f.
218	Genel	teknik destek vermek	give technical support f.
219	Genel	boş vermek	give a miss f.
220	Genel	hayat vermek	regenerate f.
221	Genel	hoparlörlerle vermek	pipe to f.
222	Genel	destek vermek	support f.
223	Genel	çabuk cevap vermek	riposte f.
224	Genel	konser vermek	appear in concert f.
225	Genel	söz vermek	affirm f.
226	Genel	nefes vermek	expire f.
227	Genel	malumat vermek	give information f.
228	Genel	zeval vermek	harm f.
229	Genel	emrine vermek	put under one's order f.
230	Genel	poz vermek	sit for f.
231	Genel	resim vermek	photograph f.
232	Genel	son vermek	wind up f.
233	Genel	gizlice vermek	slip somebody something f.
234	Genel	şifa vermek	cure f.
235	Genel	ruhsat vermek	permit f.
236	Genel	vermek (bağış olarak)	contribute f.
237	Genel	değer vermek	esteem f.
238	Genel	mahsul vermek	crop f.
239	Genel	yanlış bilgi vermek	misinform f.
240	Genel	takrir vermek	submit a motion f.
241	Genel	garanti vermek	warrant f.
242	Genel	yol vermek	make way f.
243	Genel	devren kiraya vermek	sublet f.
244	Genel	süt vermek	suckle f.
245	Genel	ehliyet ve ruhsat vermek	licence f.
246	Genel	akıl vermek	counsel f.
247	Genel	ehliyet ve ruhsat vermek	license f.
248	Genel	söylev vermek	sermonize f.
249	Genel	hakkında bilgi vermek	inform that f.
250	Genel	fazla fiyat vermek	outbid f.
251	Genel	alınmış parayı geri vermek	refund f.
252	Genel	sıkıntı vermek	clog f.
253	Genel	güç vermek	energize f.
254	Genel	konser vermek	give a concert f.
255	Genel	moral vermek	bolster somebody's morale f.
256	Genel	sırt sırta vermek	support each other f.
257	Genel	ağırlık vermek	focus one's attention on f.
258	Genel	meyvesini vermek	bear fruit f.
259	Genel	gözdağı vermek	hector around f.
260	Genel	oksijen vermek	ventilate f.
261	Genel	ödemek üzere para vermek	tender f.
262	Genel	açık kart vermek	give complete authority to someone f.
263	Genel	hesap vermek	render an account of f.
264	Genel	kulak vermek	lend an ear f.
265	Genel	bir şeyin aleyhinde karar vermek	decide against something f.
266	Genel	ilham vermek	infuse f.
267	Genel	gurur vermek	make proud f.
268	Genel	ifade vermek	depose f.
269	Genel	söylev vermek	discourse f.
270	Genel	gaipten haber vermek	divine f.
271	Genel	kulak vermek	mind f.
272	Genel	lütfedip vermek	vouchsafe f.
273	Genel	içecek bir sey vermek	labe f.
274	Genel	zahmet vermek	inconvenience f.
275	Genel	rehin vermek	put in pledge f.
276	Genel	oy vermek	ballot f.
277	Genel	sırt sırta vermek	stand back to back f.
278	Genel	vermek (yaptığının karşılığını)	remunerate for f.
279	Genel	birine rüşvet vermek	oil someone's palm f.
280	Genel	izahat vermek	account for f.
281	Genel	çeki düzen vermek	trig f.
282	Genel	açık vermek	be unable to hide something f.
283	Genel	ilaç vermek	medicine f.
284	Genel	ceza vermek	sentence f.
285	Genel	son vermek (bir konuşmaya)	put an end to f.
286	Genel	su vermek (çeliğe)	quench f.
287	Genel	ziyafet vermek	banqueting f.
288	Genel	birinin eline celpname vermek	serve a summons on f.
289	Genel	drahoma vermek	dower f.
290	Genel	tam serbestlik vermek	give a free hand f.
291	Genel	mahkemeye vermek	sue f.
292	Genel	kız vermek	wive f.
293	Genel	hakkını vermek	remunerate f.
294	Genel	meme vermek	lactate f.
295	Genel	acı vermek	distress f.
296	Genel	açık artırmada daha fazla fiyat vermek	outbid f.
297	Genel	hakkında bilgi vermek	snitch on f.
298	Genel	kendine çekidüzen vermek	smarten up f.
299	Genel	ters anlam vermek	twist f.
300	Genel	bir şeyi birine vermek	put something down to f.
301	Genel	rüşvet vermek	corrupt f.
302	Genel	postaya vermek	mail f.
303	Genel	çok zarar vermek	wreak havoc on f.
304	Genel	kiraya vermek	let something off f.
305	Genel	açı vermek	angle f.
306	Genel	renk vermek	encolour f.
307	Genel	fasıla vermek	make a break f.
308	Genel	ışık vermek	light f.
309	Genel	birine sahte bir güven duygusu vermek	lull someone into a false sense of security f.
310	Genel	hediye vermek	give a present f.
311	Genel	söz vermek	give somebody one's word f.
312	Genel	ele vermek	squeal f.
313	Genel	mahkemeye vermek	have somebody up for something f.
314	Genel	selam vermek	salaam f.
315	Genel	peşin hüküm vermek	prejudge f.
316	Genel	karşılıklı alıp vermek	exchange f.
317	Genel	olanak vermek	allow f.
318	Genel	zarar vermek (bir uzva)	hurt f.
319	Genel	sipariş vermek	indent upon f.
320	Genel	ders vermek	give a good lesson f.
321	Genel	kelleyi vermek	give one's life f.
322	Genel	renk vermek	pigment f.
323	Genel	vermek (oy)	cast f.
324	Genel	hesap vermek	account f.
325	Genel	hak ettiğinden az para vermek	underpay f.
326	Genel	şifa vermek	heal f.
327	Genel	önem vermek	take cognizance of f.
328	Genel	renk vermek	color f.
329	Genel	istifasını vermek	submit one's resignation f.
330	Genel	acı vermek	inflict f.
331	Genel	şeref vermek	grace f.
332	Genel	zarar vermek	spite f.
333	Genel	şekil vermek	fashion f.
334	Genel	halel vermek	vitiate f.
335	Genel	karşılık vermek	riposte f.
336	Genel	bir şeyin lehinde karar vermek	decide in favor of something f.
337	Genel	ifade vermek	bear testimony to f.
338	Genel	karar vermek	make up one's mind f.
339	Genel	röportaj vermek	give an interview f.
340	Genel	lehinde oy vermek	vote for f.
341	Genel	izin vermek	permit of f.
342	Genel	iyi sonuç vermek	work f.
343	Genel	umut vermek	show some promise f.
344	Genel	vermek (meyve/tohum)	set f.
345	Genel	uç vermek	point f.
346	Genel	rehine vermek	pawn f.
347	Genel	yapmamaya karar vermek	opt out of f.
348	Genel	adını vermek	name f.
349	Genel	payanda vermek	buttress f.
350	Genel	alıntı vermek	quote f.
351	Genel	savaşım vermek	struggle f.
352	Genel	birine kötü haber vermek	break the news to f.
353	Genel	yol vermek	yield f.
354	Genel	mana vermek	construe f.
355	Genel	ifade vermek	declare f.
356	Genel	değer vermek	prize f.
357	Genel	önceden fikir vermek	prefigure f.
358	Genel	patent vermek	charter f.
359	Genel	son vermek	finish f.
360	Genel	zevk vermek	titillate f.
361	Genel	ele vermek	put the finger on f.
362	Genel	yemek vermek	give a dinner f.
363	Genel	mola vermek	take a break f.
364	Genel	kulak vermek	listen to f.
365	Genel	şeref vermek	honour f.
366	Genel	ağız ağıza vermek	whisper privately to each other f.
367	Genel	germi vermek	speed up f.
368	Genel	dersi vermek	pass f.
369	Genel	piyangoda vermek	raffle off f.
370	Genel	zevk vermek	give pleasure f.
371	Genel	ters cevap vermek	rebuff f.
372	Genel	adres vermek	give one's address f.
373	Genel	son vermek için bir şeyin üstüne gitmek	crack down on f.
374	Genel	biçim vermek	make into f.
375	Genel	bilgi vermek	keep informed f.
376	Genel	hüzün vermek	feel sad f.
377	Genel	kulak vermek	listen carefully f.
378	Genel	destek vermek	give a post f.
379	Genel	tat vermek	zest f.
380	Genel	acı vermek	excruciate f.
381	Genel	açık vermek	have a deficit f.
382	Genel	dışarı vermek (ısı/ışık)	give off f.
383	Genel	cesaret vermek	support f.
384	Genel	ele vermek	blow the whistle on f.
385	Genel	son vermek	raise f.
386	Genel	kabak tadı vermek	become boring f.
387	Genel	asker selamı vermek	make a soldier salute to f.
388	Genel	kabak tadı vermek	cloy f.
389	Genel	şekil vermek	give a body to f.
390	Genel	karar vermek	resolve on f.
391	Genel	rüşvet vermek	pay a bribe to f.
392	Genel	açık çek vermek	give someone carte blanche f.
393	Genel	asker selamı vermek	make a formal salute to f.
394	Genel	vermek (meyve/sebze)	produce f.
395	Genel	kocaya vermek	marry somebody off f.
396	Genel	izahat vermek	explain f.
397	Genel	rüşvet vermek	oil one's palm f.
398	Genel	karar vermek	settle upon f.
399	Genel	belirli bir hava vermek	invest with f.
400	Genel	hesabını vermek	answer for f.
401	Genel	karar vermek	make up f.
402	Genel	akıl vermek	recommend f.
403	Genel	izahat vermek	elucidate f.
404	Genel	zarar vermek	shatter f.
405	Genel	özel ders vermek	tutor f.
406	Genel	rüşvet vermek	buy somebody off f.
407	Genel	dikkatini vermek	engross f.
408	Genel	gözdağı vermek	menace f.
409	Genel	bir not vermek	assign a grade f.
410	Genel	frikik vermek	pose f.
411	Genel	onur nişanı vermek	honour f.
412	Genel	ödünç vermek	put out to loan f.
413	Genel	salık vermek	advise f.
414	Genel	parti vermek	have a party f.
415	Genel	öğüt vermek	give advice f.
416	Genel	karar vermek	adjudicate f.
417	Genel	düzen vermek	harmonize f.
418	Genel	not vermek	size up f.
419	Genel	telaşa vermek	excite f.
420	Genel	hafif renk vermek	tint f.
421	Genel	narkoz vermek	anesthetize f.
422	Genel	çekidüzen vermek	tidy f.
423	Genel	ünvan vermek	dub f.
424	Genel	kuvvet vermek	revitalize f.
425	Genel	şekil vermek	formalize f.
426	Genel	siyah renk vermek	ebonise f.
427	Genel	semeresini vermek	prove fruitful f.
428	Genel	kiraya vermek	hire out f.
429	Genel	arıza vermek	go out of order f.
430	Genel	süt vermek	lactate f.
431	Genel	sipariş vermek	place f.
432	Genel	mola vermek	rest f.
433	Genel	tüm dikkatini vermek	focus on f.
434	Genel	anlam vermek	construe f.
435	Genel	ara vermek	break f.
436	Genel	berat vermek	charter f.
437	Genel	yakayı ele vermek	be captured f.
438	Genel	huzur vermek	give somebody peace f.
439	Genel	not vermek	give a mark f.
440	Genel	görev vermek	assign f.
441	Genel	aralık vermek	take a break f.
442	Genel	kilo vermek	reduce f.
443	Genel	ele vermek	delate f.
444	Genel	emanete vermek	check something in f.
445	Genel	cezasını vermek	smite f.
446	Genel	garanti vermek	issue guarantee f.
447	Genel	canlılık vermek (bir yere)	brighten f.
448	Genel	kesin karar vermek	resolve f.
449	Genel	ara vermek	adjourn f.
450	Genel	bilgi vermek	gen f.
451	Genel	vermek (patent)	charter f.
452	Genel	elle vermek	hand f.
453	Genel	birine fazla değer vermek	put someone on a pedestal f.
454	Genel	kulak vermek	give ear to f.
455	Genel	yanlış haber vermek	misinform f.
456	Genel	söz vermek	assure f.
457	Genel	söz vermek	guarantee f.
458	Genel	yetki vermek	authorise f.
459	Genel	elden vermek	deliver something by hand f.
460	Genel	hasar vermek	devastate f.
461	Genel	yüz vermek	pamper f.
462	Genel	tam yetki vermek	give a free hand f.
463	Genel	keyif vermek	exhilarate f.
464	Genel	haber vermek	break the news f.
465	Genel	frikik vermek	flash one's panties f.
466	Genel	para vermek	chip in f.
467	Genel	söz vermek	commit f.
468	Genel	fetva vermek	fatwa f.
469	Genel	yeni bir hayat vermek	revivify f.
470	Genel	yol vermek	send about one's business f.
471	Genel	yetki vermek	vest with f.
472	Genel	tüm dikkatini vermek	pay particular attention to f.
473	Genel	kaçamak cevap vermek	evade f.
474	Genel	geçici olarak yol vermek (işçiye)	lay off f.
475	Genel	sipariş vermek	indent for f.
476	Genel	kulak vermek	attend f.
477	Genel	fırsat vermek	give an opportunity f.
478	Genel	sadaka vermek	relieve f.
479	Genel	sorulmadan öğüt vermek	be free with one's advice f.
480	Genel	moral vermek	fortify f.
481	Genel	ses vermek	give out a sound f.
482	Genel	aleyhde oy vermek	vote out f.
483	Genel	oda vermek	chamber f.
484	Genel	teminat vermek	indemnify f.
485	Genel	önceden haber vermek	predict f.
486	Genel	kötü koku vermek	taint f.
487	Genel	karşılığını vermek (bir suça vb)	retribute f.
488	Genel	meyve vermek	bear fruit f.
489	Genel	tarziye vermek	atone f.
490	Genel	çizerek zarar vermek/berelemek	scratch f.
491	Genel	herkesin bilmediği bir haber vermek	tip off f.
492	Genel	döl vermek	reproduce f.
493	Genel	son vermek	stash f.
494	Genel	önemli haberleri özet halinde vermek	give a roundup of the news f.
495	Genel	vestiyere vermek (paltoyu/şapkayı)	check f.
496	Genel	durmadan vermek	ply f.
497	Genel	hava vermek	insufflate f.
498	Genel	dilekçe vermek	make a petition f.
499	Genel	çekidüzen vermek	put in order f.
500	Genel	acı vermek	hurt f.