oneself - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

oneself

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"oneself" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 10 sonuç

İngilizce Türkçe
General
oneself zm. kendi kendini
oneself zm. bizzat
oneself zm. kendisi
oneself zm. kendi kendine
oneself zm. kendi
oneself zm. biri
oneself zm. kimse
oneself zm. birisi
oneself zm. kendisidir
oneself zm. kendisiyle

"oneself" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
let oneself go f. coşmak
come to oneself f. ayılmak
lose oneself f. kendini kaybetmek
by oneself zf. kendi kendine
General
abasing oneself i. küçülme
dressing oneself i. giyinme
exposing oneself i. teşhir
undressing oneself i. soyunma
prostrating oneself in prayer i. secde
changing oneself i. kendini değiştirme
representation of oneself as i. kendini ... olarak tanıtma
representation of oneself as i. kendini olarak tanıtma
dramatising oneself i. kişinin kendini acındırması
dramatizing oneself i. kişinin kendini acındırması
laugh oneself silly i. gülmekten kırılmak
dramatising oneself i. kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme
dramatizing oneself i. kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme
present oneself f. hazır bulunmak
compose oneself f. sakinleşmek
resign oneself to f. boyun eğmek
make oneself accepted among f. kendini kabul ettirmek
cross oneself f. haç çıkarmak
express oneself f. meramını ifade etmek
acquaint oneself with something f. öğrenmek
recover oneself f. kendini toplamak
content oneself with f. azla yetinmek
exert oneself f. gayret sarf etmek
console oneself f. teselli bulmak
give an account of oneself f. kendisi hakkında hesap vermek
fancy oneself f. hayallerinde kendini şöyle veya böyle görmek
wriggle oneself into f. sokulmak
make quite a name for oneself f. adını duyurmak
apply oneself to f. bütün dikkatini bir işe çevirmek
perk oneself f. iyileşmek
exert oneself f. uğraşmak
hide oneself f. gizlenmek
impose oneself on f. takılmak
present oneself as f. kesilmek
conduct oneself f. belirli bir şekilde davranmak
appropriate for oneself f. mal etmek
possess oneself of f. sahip olmak
spend oneself f. bütün gücünü tüketmek
please oneself f. canının istediği gibi hareket etmek
collect oneself f. toparlanmak
absent oneself from f. katılmamak
disport oneself f. eğlenmek
concern oneself with f. ile ilgilenmek
put oneself forward f. sokulmak
nerve oneself f. cesaretini toplamak
clean oneself f. yıkanmak
shake oneself f. silkelenmek
relieve oneself of an obligation f. yükümlülükten kurtulmak
sequester oneself f. tenha bir yere çekilmek
commit oneself f. fikrini söylemek
comport oneself f. davranmak
ally oneself with f. ile birleşmek
adorn oneself out f. süslenmek
avenge oneself f. öç almak
play with oneself f. mastürbasyon yapmak
be divert oneself f. avunmak
park oneself f. oturmak
picture to oneself f. tasarımlamak
draw all attention towards oneself f. tüm dikkatleri üzerine çekmek
plume oneself upon f. böbürlenmek
ensconce oneself f. yerleşmek
be full of oneself f. kendini beğenmek
wear oneself out f. parçalanmak
ingratiate oneself with someone f. birinin gözüne girmek
abandon oneself to despair f. umutsuzluğa kapılmak
not to lay oneself open to criticism f. açık vermemek
quit oneself f. kurtulmak
endear oneself to someone f. kendini birine sevdirmek
pride oneself on something f. bir şeyden kıvanç duymak
be oneself talked about f. dillere düşmek
jerk oneself off f. otuzbir çekmek
be beside oneself with joy f. külahını havaya atmak
content oneself with f. ile iktifa etmek
let oneself be cheated f. avanaklık etmek
steel oneself f. metin olmak
pass oneself off as f. diye geçinmek
address oneself to f. koyulmak
perjure oneself f. yalan yere yemin etmek
pass oneself off as f. kendini ... diye satmak
look out for oneself f. çıkarlarını ön planda tutmak
prostrate oneself f. secdeye varmak
thrust oneself on f. birine kendini ısrarla kabul ettirmek
reconcile oneself to f. ısınmak
think oneself important f. kendini bir şey sanmak
burn oneself out f. kendini tüketmek
give oneself away f. foyası meydana çıkmak
absent oneself f. gitmek
avow oneself f. kabul etmek
hump oneself f. gayret etmek
avail oneself of f. yararlanmak
weigh oneself f. tartılmak
shut oneself up in f. bir yere kapanmak
get a grasp on oneself f. kendine gelmek
glut oneself on f. tıka basa yemek
break oneself of a habit f. kurtulmak
apply oneself to f. kendini bir işe vermek
doll oneself up f. süslenip püslenmek
amuse oneself f. gönül eğlendirmek
shoot oneself in the foot f. kendi ayağına sıkmak
content oneself with something f. iktifa etmek
lend oneself to f. yanaşmak
devote oneself f. kendini adamak
make a pig of oneself f. tıka basa yemek
make oneself understood f. meramını anlatmak
disport oneself f. oyalanmak
thrust oneself forward f. kendini öne çıkarmak
avail oneself of f. değerlendirmek
reverse oneself on f. daha önce savunduğunun tersini savunmaya başlamak
shut oneself away in f. bir yere kapanmak
make a name for oneself f. isim yapmak
commit oneself to f. söz vermek
absent oneself from f. uzak durmak
let oneself go f. kendine özen göstermemek
help oneself to f. aşırmak
take care of oneself f. sakınmak
adjust oneself to f. intibak etmek
work oneself up into a rage f. öfkelenmek
support oneself f. geçinmek
demean oneself f. kendini küçük düşürmek
aline oneself with f. işbirliği yapmak
put oneself in another's place f. kendini başkasının yerine koymak
show oneself f. ortaya çıkmak
enjoy oneself f. sefa sürmek
do oneself justice f. her zamanki performansı göstermek
pull oneself together f. toparlanmak
show oneself f. piyasaya çıkmak
excuse oneself f. izin istemek
conduct oneself f. davranmak
gird oneself with f. takmak
avail oneself of something f. yararlanmak
attach oneself to f. katılmak
submit oneself to justice f. adalete teslim olmak
satisfy oneself f. kanaat getirmek
hurl oneself f. fırlamak
ally oneself f. katılmak
wear oneself down to a shadow f. erim erim erimek
distinguish oneself f. ayrılaşmak
piss oneself f. altına kaçırmak
make oneself cheap f. kendisini küçük düşürmek
pull oneself together f. kendini toplamak
tidy oneself up f. toparlanmak
cleanse oneself f. taharetlenmek
debate with oneself f. düşünüp taşınmak
approve oneself f. ortaya çıkmak
gorge oneself f. tıkınmak
make oneself scarce f. tüymek
confine oneself to f. yetinmek
curl oneself up f. dertop olmak
gorge oneself on f. midesini bir şey ile tıka basa doldurmak
work oneself into f. yavaş yavaş belirli bir hale girmek
install oneself f. kurulmak
help oneself to f. kendi kendine servis yaparak yiyeceklerden almak
protect oneself f. korunmak
repose oneself f. uzanmak
comb oneself f. taranmak
abase oneself f. küçülmek
play with oneself f. otuzbir çekmek
read to oneself f. içinden okumak
shelter oneself f. gizlenmek
dress oneself f. üstünü giymek
pass oneself off as f. süsü vermek
avow oneself f. itiraf etmek
bestir oneself f. canlanmak
be unaware of the happenings around oneself f. dünyadan haberi olmamak
deliver oneself of f. belirtmek
smarten oneself up f. süslenip püslenmek
fling oneself into f. balıklama dalmak
dress oneself f. giyinmek
show oneself f. gözükmek
set oneself to do something f. koyulmak
look out for oneself f. çıkarlarını gözetmek
wrap oneself up in f. bürünmek
wriggle oneself out of f. sıyrılmak
fix oneself up f. süslenmek
perch oneself f. yerleşmek
fix oneself up f. kendini süslemek
devote oneself to f. kendini vermek
lose oneself in f. dalmak
accommodate oneself f. uyum sağlamak
gird oneself with f. takınmak
remove oneself as a candidate f. adaylıktan çekilmek
perk oneself up f. canlanmak
make oneself listened to f. söz geçirmek
disgrace oneself f. rezil olmak
bethink oneself f. aklında bulundurmak
pull oneself together f. kendine gelmek
gather oneself together f. kendine gelmek
expatriate oneself f. göç etmek
position oneself to do something f. zemin hazırlamak (bir şey yapabilmek için)
preen oneself f. saçını başını özenle düzeltmek
enjoy oneself f. hoşça vakit geçirmek
think no small beer of oneself f. kendini fasulye gibi nimetten saymak
not control oneself f. kendine hakim olamamak
lash oneself into a fury f. öfkelenmek
be in possession of oneself f. kendine sahip olmak
resign oneself to f. boyun eğerek (birşeye) katlanmak
comport oneself f. hareket etmek
busy oneself with f. meşgul olmak
abandon oneself f. kapılmak
behave oneself f. kendine gelmek
perk oneself f. canlanmak
give oneself airs f. afi kesmek
abuse oneself f. mastürbasyon yapmak
make a distinguished name for oneself f. adından söz ettirmek
be pleased with oneself f. kendinden memnun olmak
take upon oneself f. yüklenmek
wrap oneself up f. sarınıp sarmalanmak
align oneself with f. birlik olmak
be left all by oneself f. ortalıkta kalmak
make an exhibition of oneself f. elaleme maskara olmak
amuse oneself f. eğlenmek
wash oneself f. yunmak
give oneself a stretch f. gerinmek
possess oneself of f. zaptetmek
thrust oneself in f. karışmak
absent oneself f. çıkmak
give oneself airs f. burnu havada olmak
rouse oneself f. canlanmak
redeem oneself f. kendini affettirmek
collect oneself f. kendine gelmek
be oneself f. normal bir şekilde hareket etmek
surrender oneself to f. kendini bir şeye vermek
break oneself of a habit f. bırakmak
fling oneself into f. bir işe dört elle sarılmak
bestir oneself f. harekete geçmek
be unable to contain oneself for f. yerinde duramamak
constrain oneself f. sıkınmak
distinguish oneself f. kendini göstermek
let oneself in f. kapıyı anahtarla açıp içeriye girmek
please oneself f. hoşuna gideni yapmak
repose oneself f. yatmak
be beside oneself f. kendini kaybetmek
take something on oneself f. bir işi kendiliğinden yapmak
reveal oneself f. kendini göstermek
wrap oneself up f. sarınmak
exert oneself f. çabalamak
acquit oneself well f. yüzünün akıyla çıkmak
acquit oneself f. yerine getirmek
orient oneself f. uyum sağlamak
have a high opinion of oneself f. fasulye gibi kendini nimetten saymak
present oneself f. çıkmak
present oneself f. gelmek
sun oneself f. güneşlenmek
get above oneself f. kendini bir şey sanmak
stuff oneself with f. zıkkımlanmak
pull oneself together f. kendini toparlamak
flatter oneself f. gururlanmak
plop oneself down on f. bir yere lop diye oturmak
identify oneself with f. katılmak
have (a question/remark) directed to oneself f. muhatap olmak
gird oneself for f. kendini birşeye iyice hazırlamak
deport oneself f. davranmak
exert oneself f. gayret sarfetmek
plump oneself down on f. bir yere lop diye oturmak
hide oneself f. saklanmak
absent oneself f. katılmamak
concern oneself with f. yakından ilgilenmek
prostrate oneself before f. ayağına kapanmak
repose oneself f. istirahat etmek
accommodate oneself to f. ayak uydurmak
let oneself go f. rahatlamak
be unable to bring oneself to f. kendine yedirememek
ensconce oneself f. kurulmak
make a fool of oneself f. kendini gülünç duruma düşürmek
take something upon oneself f. bir işi kendiliğinden yapmak
let oneself go f. kendini bırakıp coşmak
plunk oneself down on f. bir yere oturuvermek
preen oneself f. saçını başını düzeltmek
be beside oneself f. aklı başından gitmek
orientate oneself f. uyum sağlamak
lash oneself into a fury f. kudurmak
put oneself across f. meramını anlatmak
resign oneself to f. teslim olmak
make a name for oneself f. adından söz ettirmek
devote oneself to f. vakfetmek
assert oneself f. otoritesini kabul ettirmek
occupy oneself f. meşgul olmak
bestir oneself f. davranmak
possess oneself of f. ele geçirmek
offer oneself f. meydana atılmak
present oneself f. görünmek
give oneself airs f. kasılmak
cover oneself f. saklanmak
take care of oneself f. kendi başının çaresine bakmak
towel oneself f. havluyla kurulanmak
prostitute oneself f. fahişelik yapmak
abandon oneself to f. kendini kaptırmak
cut oneself off from outside world f. dış dünyayla ilişkisini kesmek
hold oneself back f. kendini tutmak
make oneself at home f. abayı sermek
hire oneself out f. ücretle çalışmak
gird oneself f. sarınmak
ingratiate oneself with somebody f. yaranmak
be locked oneself into something f. kendini adamak
sell oneself f. kendini beğendirmek
give oneself up f. teslim olmak
wear oneself down to a shadow f. kendini helak etmek
wrap oneself up f. bürünmek
give oneself airs f. havalara girmek
adapt oneself f. uymak
brace oneself f. kendini hazırlamak
let oneself go f. kendini kapıp koyuvermek
bury oneself f. saklanmak
absent oneself from f. karışmamak
dissociate oneself from f. uzak durmak
be a law unto oneself f. kafasına göre hareket etmek
unburden oneself f. içini dökmek
put oneself to expense f. masrafa girmek
distinguish oneself f. sivrilmek
shit oneself f. altına etmek
spread oneself f. yayılmak
possess oneself f. kendini tutmak
tear oneself away f. ayrılmak
give a good account of oneself f. kendini göstermek
abase oneself f. kendini küçük düşürmek
ensconce oneself f. gizlenmek
adjust oneself f. intibak etmek
degrade oneself f. alçalmak
allow oneself be led by the nose f. sakalı ele vermek
hang oneself f. kendini asmak
deliver oneself of f. açıklamak
give oneself airs f. hava atmak
show oneself f. görünmek
gird oneself with a sword f. kılıç kuşanmak
reconcile oneself to f. razı olmak
save oneself f. başının çaresine bakmak
overreach oneself f. altından kalkamayacak kadar çok iş üstlenmek
behave oneself f. terbiyeli davranmak
base oneself on f. bel bağlamak
deport oneself f. hareket etmek
get oneself talked about f. dile düşmek
efface oneself f. dikkatleri üstüne çekmemeye çalışmak
employ oneself in f. meşgul olmak
shave oneself f. tıraş olmak
lend oneself to f. yardım etmek
present oneself f. bulunmak
collect oneself f. kendini toparlamak
amuse oneself f. zevklenmek
make oneself understood f. derdini anlatmak
pattern oneself on someone f. birini örnek almak
pride oneself on f. övünmek
rub oneself against f. sürtünmek
pride oneself on f. gurur duymak
doll oneself up f. giyinip kuşanmak
be beside oneself with f. kendini kaybetmek
shoot oneself in the foot f. bindiği dalı kesmek
hurl oneself on f. üstüne atılmak
be sure of oneself f. kendinden emin olmak
extricate oneself f. kurtulmak
concern oneself f. karışmak
steep oneself in f. bir konuda derinleşmek
put oneself in for f. talip olmak
familiarize oneself with f. bir şey hakkında bilgi edinmek
make oneself at home f. rahatına bakmak
sit oneself f. oturmak
base oneself on f. güvenmek
contain oneself f. kendini tutmak
have oneself to thank for f. bir şeyin suçlusu olmak
acquaint oneself with something f. bilgilenmek
dry oneself f. kurulanmak
commit oneself f. ne düşündüğünü söylemek (bir konuda)
feel oneself obliged to f. kendini bir şeyi yapmaya mecbur hissetmek
recover oneself f. kendine gelmek
throw oneself f. kendini bir yere atmak
let oneself go f. taşkınlık yapmak
behave oneself f. terbiyesini takınmak
gussy oneself up f. süslenip püslenmek
straight oneself up f. doğrulmak
take care of oneself f. kendine dikkat etmek
wear oneself out f. yırtınmak
absent oneself from something f. katılmamak
behave oneself f. doğru durmak
associate oneself f. işbirliği yapmak
pride oneself f. gurur duymak
shake oneself f. silkinmek
compose oneself f. kendine gelmek
ensconce oneself in something f. kurulmak
pique oneself on something f. övünmek
declare oneself f. savunmak
ingratiate oneself with someone f. birinin gözüne girmeye çalışmak
be unable to bring oneself (to do something) f. nefsine yedirememek
be in possession of oneself f. kendine hakim olmak
give oneself airs f. beylik satmak
dramatize oneself f. böbürlenmek
deck oneself out f. süslenmek
seat oneself f. oturmak
content oneself with f. ile yetinmek
amuse oneself f. oyalanmak
put oneself out f. zahmete girmek
offer oneself f. ortaya atılmak
perch oneself f. konmak
make a name for oneself f. ünlenmek
install oneself f. yerleşmek
pick oneself up f. toparlanmak
stretch oneself out f. gerinmek
give oneself airs f. çalım satmak
extricate oneself f. çıkmak
concern oneself with f. ile meşgul olmak
get hold of oneself f. kendini tutmak
absent oneself from something f. gelmemek
unbrace oneself f. gevşemek
bethink oneself f. düşünmek
abase oneself f. kendini alçaltmak
compose oneself f. kendini toplamak
fend for oneself f. kendini geçindirmek
approve oneself f. görünmek
pride oneself f. övünç duymak
busy oneself with trifles f. abesle iştigal etmek
bear oneself f. davranmak
forswear oneself f. yalan yere yemin etmek
make oneself presentable f. kendine bir çekidüzen vermek
be sure of oneself f. kendine güvenmek
compose oneself f. kendine hakim olmak
put oneself forward f. adaylığını koymak
lay oneself down f. yatmak
explain oneself f. meramını anlatmak
plank oneself down f. pat diye oturmak
be a law unto oneself f. bildiği gibi davranmak
overshoot oneself f. aşırıya kaçmak
expose oneself f. teşhircilik yapmak
adapt oneself to f. kendini alıştırmak
keep oneself close f. sallanmak
improve oneself f. kendini geliştirmek
seclude oneself f. inzivaya çekilmek
revenge oneself on f. intikamını almak
inform oneself of something f. öğrenmek
let oneself go f. kendini bırakmak
endear oneself to somebody f. kendini sevdirmek
suit oneself f. kendi istediği gibi yapmak
tidy oneself up f. üstünü başını düzeltmek
disgrace oneself f. gaf yapmak
adjust oneself to f. kendini alıştırmak
demean oneself f. kendini alçaltmak
collect oneself f. kendini toplamak
recreate oneself f. eğlenmek
prostitute oneself f. kendine layık olmayan bir işte çalışmak
enjoy oneself f. havasını bulmak
pique oneself on something f. iftihar etmek
feel oneself capable of f. gözüne kestirmek
distress oneself f. canını sıkmak
be beside oneself f. kendinden geçmek
concern oneself f. meşgul olmak
talk to oneself f. kendi kendine konuşmak
school oneself to f. öğrenmek
betake oneself to f. gitmek
rid oneself of f. kendini bir düşünce vb'nden kurtarmak
wet oneself f. altına işemek
busy oneself f. meşgul olmak
ruin oneself in vain f. kendini boş yere harap etmek
help oneself to f. buyurmak
stretch oneself f. gerinmek
dress oneself up f. giyinip kuşanmak
content oneself f. azla yetinmek
revenge oneself on f. öç almak
discharge oneself f. içini boşaltmak
explain oneself f. kendisinin niye öyle davrandığını anlatmak
enjoy oneself f. eğlenmek
commune with oneself f. kendinden geçmek
amuse oneself f. avunmak
seclude oneself in f. inzivaya çekilmek
aline oneself with f. birlik olmak
make oneself comfortable f. rahat etmek
take upon oneself f. üstlenmek
accommodate oneself to f. uyum sağlamak
put oneself up f. şişinmek
be unable to contain oneself f. içi içine sığmamak
revenge oneself on f. intikam almak
model oneself on f. kendine örnek almak
make a nuisance of oneself f. baş belası olmak
content oneself f. yetinmek
flatter oneself f. sanmak
recreate oneself f. dinlenmek
stuff oneself f. tıka basa yemek
stir oneself f. kalkıp bir şeyler yapmaya başlamak
be a law unto oneself f. bildiğini okumak
glut oneself with f. tıka basa yemek
undress oneself f. soyunmak
accommodate oneself f. uymak
air oneself f. dolaşmak
get a grasp on oneself f. kendine hakim olmak
adjust oneself f. uymak
hump oneself f. çabalamak
revenge oneself on somebody f. öç almak
plume oneself on f. övünmek
content oneself with f. yetinmek
go away by oneself f. başını alıp gitmek
be oneself again f. kendine gelmek
prostrate oneself f. yerlere kapanmak
behave oneself f. rahat durmak
let oneself go f. kendini koyvermek
lose oneself f. kendinden geçmek
throw oneself into f. atılmak
throw oneself on f. güvenmek
perk oneself up f. iyileşmek
concern oneself f. ilgilenmek
stint oneself f. masraftan kaçınmak için kendini mahrum bırakmak