düzenlemek - Turkish English Dictionary

düzenlemek

Meanings of "düzenlemek" in English Turkish Dictionary : 160 result(s)

Turkish English
Common Usage
düzenlemek hold v.
Some legislatures would, therefore, only hold one major debate on the broad guidelines.
Bu nedenle bazı yasama organları, geniş ana hatlar üzerinde sadece bir büyük tartışma düzenleyecektir.

More Sentences
düzenlemek regulate v.
This document we have just adopted regulates pollutant emissions, particularly from motorcycles.
Kabul ettiğimiz bu belge, özellikle motosikletlerden kaynaklanan kirletici emisyonları düzenlemektedir.

More Sentences
düzenlemek organize v.
Organize your closet by color, season or frequency of use.
Dolabınızı renk, mevsim veya kullanım sıklığına göre düzenleyin.

More Sentences
düzenlemek arrange v.
This occasion was no exception, and a meeting was indeed arranged.
Bu olay bir istisna değildi ve gerçekten de bir toplantı düzenlendi.

More Sentences
düzenlemek organise v.
Afternoon clubs organised voluntarily often do valuable work.
Gönüllü olarak düzenlenen öğleden sonra kulüpleri genellikle değerli işler yapmaktadır.

More Sentences
düzenlemek edit v.
He edited videos on his computer.
Bilgisayarında videolar düzenledi.

More Sentences
General
düzenlemek put up v.
Have you put up your Christmas tree already?
Noel ağacınızı zaten düzenledin mi?

More Sentences
düzenlemek draw up v.
Why didn't they draw up a passenger list?
Onlar neden bir yolcu listesi düzenlemedi?

More Sentences
düzenlemek stage v.
Wildlife activists staged a sit-in at the capital.
Vahşi yaşam aktivistleri başkentte bir oturma eylemi düzenledi.

More Sentences
düzenlemek get up v.
I'm not sure how I got up there.
Orayı nasıl düzenlediğimden emin değilim.

More Sentences
düzenlemek design v.
A gardener was called in to design the garden.
Bahçeyi düzenlemesi için bir bahçıvan çağrıldı.

More Sentences
düzenlemek scheme v.
I am sure everyone agrees that we are in urgent need of such a scheme.
Eminim herkes böyle bir düzenlemeye acilen ihtiyacımız olduğu konusunda hemfikirdir.

More Sentences
düzenlemek plan v.
Its function involves creating various marketing strategy and planning promotional campaigns.
İşlevi, çeşitli pazarlama stratejileri oluşturmayı ve promosyon kampanyaları düzenlemeyi içerir.

More Sentences
düzenlemek set up v.
This was the whole idea of setting up a meeting.
Bir toplantı düzenleme fikri tamamen buydu.

More Sentences
düzenlemek orchestrate v.
Tom orchestrated the whole thing.
Tom her şeyi düzenledi.

More Sentences
düzenlemek manage v.
The basic principles governing our action to manage the situation in Iraq, however, remain unchanged.
Ancak Irak'taki durumun yönetilmesine yönelik faaliyetlerimizi düzenleyen temel ilkeler değişmemiştir.

More Sentences
düzenlemek lay out v.
He laid out this garden.
Bu bahçeyi o düzenledi.

More Sentences
düzenlemek make up v.
The choice of legal instrument that makes up the regulation plays a significant part in this.
Düzenlemeyi oluşturan yasal aracın seçimi bunda önemli bir rol oynamaktadır.

More Sentences
düzenlemek frame v.
All governments should frame a law against fake news.
Yalan haberlere karşı tüm hükümetler bir yasa düzenlemelidir.

More Sentences
düzenlemek set out v.
The party set out regardless of the bad weather.
Parti kötü havaya bakılmaksızın düzenlendi.

More Sentences
düzenlemek embody v.
These ideas are embodied in the constitution.
Bu düşünceler anayasada düzenlendi.

More Sentences
düzenlemek make v.
They made an assault on the summit.
Zirveye saldırı düzenlediler.

More Sentences
düzenlemek set v.
Until yesterday payment card issuers could impose a different set of charges on cross-border euro transactions.
Düne kadar ödeme kartı düzenleyicileri sınır ötesi avro işlemleri için farklı ücretler uygulayabiliyordu.

More Sentences
düzenlemek give v.
We are giving a farewell party for him tonight.
Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.

More Sentences
düzenlemek make out v.
I made out a check for $25 and handed it to the salesperson.
25 dolarlık bir çek düzenledim ve onu satış elemanına verdim.

More Sentences
düzenlemek arrange v.
This occasion was no exception, and a meeting was indeed arranged.
Bu olay bir istisna değildi ve gerçekten de bir toplantı düzenlendi.

More Sentences
düzenlemek edit v.
He edited videos on his computer.
Bilgisayarında videolar düzenledi.

More Sentences
düzenlemek regularise v.
They need Russia to regularise and establish its affairs with them effectively.
Rusya'nın kendileriyle olan ilişkilerini etkin bir şekilde düzenlemesi ve tesis etmesine ihtiyaçları var.

More Sentences
düzenlemek adjust v.
When we adjust our regulations, let us not therefore make them too complicated.
Yönetmeliklerimizi düzenlerken bu nedenle onları çok karmaşık hale getirmeyelim.

More Sentences
düzenlemek make v.
They made an assault on the summit.
Zirveye saldırı düzenlediler.

More Sentences
düzenlemek run v.
Two years ago, we ran a conference on this subject in Brussels.
İki yıl önce Brüksel'de bu konuda bir konferans düzenledik.

More Sentences
düzenlemek govern v.
Sweden, the UK and Ireland at present have stricter requirements governing the import of pet animals.
İsveç, Birleşik Krallık ve İrlanda şu anda evcil hayvanların ithalatını düzenleyen daha katı şartlara sahiptir.

More Sentences
düzenlemek landscape v.
The road is landscaped with maple trees along its two sides.
Yolun iki tarafı akçaağaç ağaçlarıyla düzenlemiş.

More Sentences
Phrasals
düzenlemek get up v.
I'm not sure how I got up there.
Orayı nasıl düzenlediğimden emin değilim.

More Sentences
düzenlemek arrange for v.
I know that the Commission is working seriously and has meetings arranged for 20 and 23 November.
Komisyonun ciddi bir şekilde çalıştığını ve 20 ve 23 Kasım tarihlerinde toplantılar düzenlediğini biliyorum.

More Sentences
Trade/Economic
düzenlemek issue v.
Could you please issue me a visa again?
Lütfen bana tekrar bir vize düzenler misiniz?

More Sentences
düzenlemek make out v.
I made out a check for $25 and handed it to the salesperson.
25 dolarlık bir çek düzenledim ve onu satış elemanına verdim.

More Sentences
Law
düzenlemek issue v.
Could you please issue me a visa again?
Lütfen bana tekrar bir vize düzenler misiniz?

More Sentences
düzenlemek embody v.
These ideas are embodied in the constitution.
Bu düşünceler anayasada düzenlendi.

More Sentences
Technical
düzenlemek regulate v.
This document we have just adopted regulates pollutant emissions, particularly from motorcycles.
Kabul ettiğimiz bu belge, özellikle motosikletlerden kaynaklanan kirletici emisyonları düzenlemektedir.

More Sentences
düzenlemek regularise v.
They need Russia to regularise and establish its affairs with them effectively.
Rusya'nın kendileriyle olan ilişkilerini etkin bir şekilde düzenlemesi ve tesis etmesine ihtiyaçları var.

More Sentences
Textile
düzenlemek arrange v.
This occasion was no exception, and a meeting was indeed arranged.
Bu olay bir istisna değildi ve gerçekten de bir toplantı düzenlendi.

More Sentences
Common Usage
düzenlemek put in order v.
General
düzenlemek reorganize v.
düzenlemek dress v.
düzenlemek construct v.
düzenlemek promote v.
düzenlemek string v.
düzenlemek structure v.
düzenlemek whack up v.
düzenlemek do v.
düzenlemek get v.
düzenlemek shape v.
düzenlemek digest v.
düzenlemek designate v.
düzenlemek do out v.
düzenlemek devise v.
düzenlemek engineer v.
düzenlemek collocate v.
düzenlemek get things square v.
düzenlemek methodize v.
düzenlemek install v.
düzenlemek prepare v.
düzenlemek forge v.
düzenlemek unclutter v.
düzenlemek work v.
düzenlemek compose v.
düzenlemek mount v.
düzenlemek coordinate v.
düzenlemek impose v.
düzenlemek purge v.
düzenlemek work one’s way up v.
düzenlemek dispose v.
düzenlemek execute v.
düzenlemek grade v.
düzenlemek distribute v.
düzenlemek queue v.
düzenlemek array v.
düzenlemek draw v.
düzenlemek spruce v.
düzenlemek form v.
düzenlemek order v.
düzenlemek accommodate v.
düzenlemek line up v.
düzenlemek work up v.
düzenlemek codify v.
düzenlemek regularize v.
düzenlemek write out v.
düzenlemek neaten v.
düzenlemek write up v.
düzenlemek appoint v.
düzenlemek clear up v.
düzenlemek control v.
düzenlemek fit up v.
düzenlemek fix v.
düzenlemek collate v.
düzenlemek concoct v.
düzenlemek fix up v.
düzenlemek fix with v.
düzenlemek methodise v.
düzenlemek reorganise v.
düzenlemek curate v.
düzenlemek reduce v.
düzenlemek rally v.
düzenlemek cast v.
düzenlemek redact v.
düzenlemek range v.
düzenlemek reigle [obsolete] v.
düzenlemek netify v.
düzenlemek tight [dialect] v.
düzenlemek tift [dialect] v.
düzenlemek enrange [obsolete] v.
düzenlemek equip v.
düzenlemek behave [obsolete] v.
düzenlemek meeten v.
düzenlemek mense [dialect] [uk] v.
düzenlemek righten v.
düzenlemek clean v.
düzenlemek deploy v.
düzenlemek guise v.
düzenlemek infile [obsolete] v.
düzenlemek inform [obsolete] v.
düzenlemek dite [obsolete] v.
düzenlemek compone v.
düzenlemek dight [scotland] v.
düzenlemek pipe-clay v.
düzenlemek code v.
düzenlemek fettle [dialect] [uk] v.
düzenlemek ordain v.
düzenlemek foundation v.
düzenlemek smug v.
düzenlemek sort v.
düzenlemek spunge v.
düzenlemek stall [obsolete] v.
Phrasals
düzenlemek redd up [midwestern us] v.
düzenlemek go about v.
düzenlemek wind up v.
düzenlemek pull something together v.
düzenlemek edit out v.
düzenlemek slick up v.
düzenlemek pick up v.
düzenlemek fix up v.
Colloquial
düzenlemek faire v.
düzenlemek rid up [us] v.
Idioms
düzenlemek lick into shape v.
düzenlemek whack up v.
düzenlemek bring all together v.
Trade/Economic
düzenlemek draw v.
düzenlemek co-ordinate v.
Law
düzenlemek settle v.
düzenlemek set right v.
Technical
düzenlemek regularize v.
düzenlemek clear up v.
düzenlemek fix v.
düzenlemek format v.
Breeding
düzenlemek fettle [dialect] [uk] v.
Music
düzenlemek choreograph v.
Archaic
düzenlemek moderate v.
düzenlemek instruct v.
düzenlemek policy v.

Meanings of "düzenlemek" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
yeniden düzenlemek reorganise v.
Manufacturers must be free to reorganise their sales networks.
Üreticiler satış ağlarını yeniden düzenlemekte özgür olmalıdır.

More Sentences
General
toplantı düzenlemek hold a meeting n.
On 27 October, the Council of Environment Ministers will be holding a meeting.
27 Ekim'de Çevre Bakanları Konseyi bir toplantı düzenleyecek.

More Sentences
yeniden düzenlemek reform v.
You call for Article 202 to be reformed.
Madde 202'nin yeniden düzenlenmesi çağrısında bulunuyorsunuz.

More Sentences
saldırı düzenlemek attack v.
Thirdly, what would Europe's reaction be if an attack against Iraq were carried out without the backing of the UN?
Üçüncü olarak, BM'nin desteği olmadan Irak'a karşı bir saldırı düzenlenirse Avrupa'nın tepkisi ne olur?

More Sentences
yeniden düzenlemek readjust v.
This will provide an opportunity to readjust national policies along the right lines.
Bu, ulusal politikaların doğru çizgide yeniden düzenlenmesi için bir fırsat sağlayacaktır.

More Sentences
yeniden düzenlemek reorganise v.
Manufacturers must be free to reorganise their sales networks.
Üreticiler satış ağlarını yeniden düzenlemekte özgür olmalıdır.

More Sentences
baskın düzenlemek raid v.
There is great danger that raids by terrorists will gain them access to these weapons.
Teröristlerin baskınlar düzenleyerek bu silahlara erişim sağlama tehlikesi büyüktür.

More Sentences
yeniden düzenlemek rearrange v.
If I could rearrange the alphabet, I would put U and I together.
Alfabeyi yeniden düzenleyebilseydim, U ve I'yı bir araya getirirdim.

More Sentences
yarışma düzenlemek have a contest v.
Let's have a contest.
Bir yarışma düzenleyelim.

More Sentences
seminer düzenlemek hold a seminar v.
The Swedish Government recently held a seminar for all its ministers.
İsveç Hükümeti kısa bir süre önce tüm bakanları için bir seminer düzenledi.

More Sentences
parti düzenlemek hold a party v.
Stephen Hawking once held a party for time travelers, but no one turned up.
Stephen Hawking bir zamanlar zaman gezginleri için bir parti düzenledi ama kimse çıkıp gelmedi.

More Sentences
parti düzenlemek throw a party v.
Let's throw a party for them.
Onlar için bir parti düzenleyelim.

More Sentences
parti düzenlemek organize a party v.
I think it's time for me to organize a party.
Sanırım bir parti düzenlememin zamanı geldi.

More Sentences
gösteri düzenlemek demonstrate v.
More and more people in Europe and America are demonstrating under the slogan 'No blood for oil'.
Avrupa ve Amerika'da giderek daha fazla sayıda insan 'Petrol için Kan Dökülmesin' sloganı altında gösteriler düzenliyor.

More Sentences
gösteri düzenlemek protest v.
I understand that there has been a protest outside this Parliament.
Anladığım kadarıyla Parlamento önünde bir protesto gösterisi düzenlenmiş.

More Sentences
(evi vb) düzenlemek declutter v.
I need to declutter my apartment.
Dairemi düzenlemeliyim.

More Sentences
seçim yapmak/düzenlemek hold an election v.
We must remember that we are elected just once every five years, but the car industry holds an election every day.
Bizim her beş yılda bir seçildiğimizi, ancak otomobil endüstrisinin her gün seçim yaptığını unutmamalıyız.

More Sentences
suikast düzenlemek assassinate v.
Then, the day before yesterday, the paramilitaries assassinated Octavio Sarmiento, a Member of the National Congress.
Ardından önceki gün paramiliterler Ulusal Kongre Üyesi Octavio Sarmiento'ya suikast düzenledi.

More Sentences
yeniden düzenlemek redo v.
Tom advised the job applicant to redo her resume.
Tom iş başvurusunda bulunan kişiye özgeçmişini yeniden düzenlemesini tavsiye etti.

More Sentences
çizgili çek düzenlemek cross v.
Crossing a cheque increases its security.
Çizgili çek düzenlemek güvenlik düzeyini artırmaktadır.

More Sentences
(yasayla) düzenlemek regulate v.
They approved legislation regulating live streaming.
Canlı yayınları düzenleyen mevzuatı onayladılar.

More Sentences
Idioms
parti düzenlemek throw a party v.
Let's throw a party for them.
Onlar için bir parti düzenleyelim.

More Sentences
Common Usage
yeniden düzenlemek reorganize v.
General
düzenlemek (ilan, bildiri gibi) redaction n.
kraliyet konutlarında törenleri düzenlemek gibi birtakım görevleri bulunan yüksek rütbeli memurlar marshall n.
içindekileri düzenlemek için birden fazla bölmesi olan klasör organizer n.
içindekileri düzenlemek için birden fazla bölmesi olan klasör organiser n.
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum seaward launch point n.
işleyişini düzenlemek regulate v.
yeniden düzenlemek recompose v.
yarışma düzenlemek organize a contest v.
gizlice düzenlemek stage manage v.
tekrar düzenlemek redeploy v.
indeks düzenlemek index v.
düzenlemek (toplantı) hold v.
düzenlemek (toplantı) arrange v.
yeniden düzenlemek redraw v.
basın toplantısı düzenlemek hold a press conference v.
bahçe düzenlemek landscape v.
yarışma düzenlemek organize a competition v.
yeniden düzenlemek reconstitute v.
gruplar halinde düzenlemek arrange into groups v.
sahte evrak düzenlemek forge a document v.
yeniden düzenlemek reconvert v.
adına düzenlemek draw up in someone's name v.
planlayıp düzenlemek engineer v.
düzenlemek (bir plan vb'ni) work out v.
ihtiyaca göre düzenlemek customize v.
sistemli bir biçimde düzenlemek schematize v.
anket düzenlemek take a poll v.
çalışmasını düzenlemek regulate v.
bilanço düzenlemek make up a balance sheet v.
yeniden düzenlemek redeploy v.
yeniden düzenlemek reconstruct v.
akılda düzenlemek arrange in the mind v.
hiyerarşik biçimde düzenlemek hierarchise v.
hiyerarşik biçimde düzenlemek hierarchize v.
yeniden düzenlemek restructure v.
baskın düzenlemek make a surprise attack v.
baskın düzenlemek make a sudden attack v.
baskın düzenlemek carry out a raid v.
baskın düzenlemek conduct a raid v.
baskın düzenlemek make a foray v.
baskın düzenlemek make a raid on v.
adına fatura düzenlemek issue an invoice on behalf of v.
iç içe düzenlemek nest v.
uygun biçimde düzenlemek fix up v.
adına düzenlemek organize for (someone) v.
sözleşme düzenlemek draw up a contract v.
mukavele düzenlemek draw up a contract v.
sözleşme düzenlemek draw up an agreement v.
mukavele düzenlemek draw up an agreement v.
eğlence düzenlemek lay on entertainment v.
parti düzenlemek lay on party v.
belge düzenlemek draw up a document v.
belge düzenlemek draft a document v.
belge düzenlemek prepare a document v.
ayin düzenlemek hold a religious ceremony v.
liste düzenlemek draw up a list v.
liste düzenlemek compile a list v.
liste düzenlemek make a list v.
yarışma düzenlemek run a contest v.
yarışma düzenlemek hold a contest v.
maddeler halinde düzenlemek itemize v.
maddeler halinde düzenlemek itemise v.
fuar düzenlemek organize a fair v.
sefer düzenlemek embark on an expedition v.
sefer düzenlemek launch an expedition v.
sefer düzenlemek organize an expedition v.
sefer düzenlemek mount an expedition v.
ayrı ayrı katmanlar halinde düzenlemek stratify v.
operasyon düzenlemek perform an operation v.
katalog düzenlemek compile catalog v.
çek düzenlemek make out a check v.
operasyon düzenlemek begin an operation v.
operasyon düzenlemek mount an operation v.
evrak düzenlemek prepare document v.
operasyon düzenlemek launch an operation v.
evrak düzenlemek draw up document v.
evrak düzenlemek draft document v.
operasyon düzenlemek undertake an operation v.
operasyon düzenlemek carry out an operation v.
yasa düzenlemek enact a law v.
yarışma düzenlemek hold a competition v.
yarışma düzenlemek stage a competition v.
yasa düzenlemek prepare a law v.
resepsiyon düzenlemek organize a reception v.
çift çift düzenlemek pair v.
etkinlik düzenlemek organize an event v.
etkinlik düzenlemek organize an activity v.
yeniden düzenlemek redispose v.
tekrar düzenlemek redispose v.
sipariş düzenlemek prepare an order v.
seminer düzenlemek conduct a seminar v.
seminer düzenlemek organize a seminar v.
rapor düzenlemek draw up a report v.
rapor düzenlemek compile a report v.
derleyip düzenlemek collate v.
tören düzenlemek hold a ceremony v.
tören düzenlemek conduct a ceremony v.
rapor düzenlemek prepare a report v.
tören düzenlemek perform a ceremony v.
ihale düzenlemek make a tender v.
tur düzenlemek organize a tour v.
kermes düzenlemek hold a kermis (fair) v.
kermes düzenlemek organize a fair v.
akla uygun olarak düzenlemek rationalize v.
kampanya düzenlemek organize a campaign v.
(yazı) düzenlemek edit v.
önceden düzenlemek prearrange v.
eş zamanlı operasyon düzenlemek organize simultaneous operations v.
araziyi düzenlemek landscape v.
bahçeyi düzenlemek landscape v.
gösteri düzenlemek organise a protest v.
gösteri düzenlemek gather to protest v.
gösteri düzenlemek organize a demonstration v.
gösteri düzenlemek stage a demonstration v.
gösteri düzenlemek hold a demonstration v.
(toplantı vb) düzenlemek hold v.
yeniden düzenlemek reformulate v.
işleri daha etkili çözebilmek için faaliyetlerini daha iyi düzenlemek get your act together v.
beyanname düzenlemek make out a declaration v.
müzayede düzenlemek hold an auction v.
gezi düzenlemek arrange an excursion v.
gezi düzenlemek organize an excursion v.
odayı düzenlemek do a room v.
gezi düzenlemek organize a tour v.
yanlış düzenlemek misregulate v.
senet düzenlemek draw up a deed v.
fatura düzenlemek make out an invoice v.
şenlik düzenlemek organize a festival v.
festival düzenlemek organize a festival v.
şenlik düzenlemek set up a festival v.
festival düzenlemek set up a festival v.
komplo düzenlemek organise a conspiracy against v.
komplo düzenlemek organize a conspiracy against v.
komplo düzenlemek plot against v.
eylem düzenlemek organize a demonstration v.
eylem düzenlemek hold a demonstration v.
gösteri düzenlemek organise a demonstration v.
eylem düzenlemek organise a demonstration v.
eylem düzenlemek stage a demonstration v.
öğle yemeği düzenlemek hold a lunch v.
eğitim düzenlemek arrange training v.
eğitim düzenlemek organize training v.
toplantı düzenlemek assemble a meeting v.
bir toplantı düzenlemek assemble a meeting v.
bir toplantı düzenlemek organize a meeting v.
bir toplantı düzenlemek organise a meeting v.
tur düzenlemek arrange a tour v.
saldırı düzenlemek organize an attack v.
saldırı düzenlemek organise an attack v.
entrika düzenlemek scheme against someone v.
entrika düzenlemek conspire against someone v.
entrika düzenlemek plot against someone v.
sergi düzenlemek organize an exhibition v.
entrika düzenlemek machinate v.
bir metni düzenlemek redact v.
bir metni düzenlemek edit v.
sahte senet düzenlemek forge a note/bill v.
sahte senet düzenlemek counterfeit a bill v.
sahte senet düzenlemek forge a bond v.
yeni baştan düzenlemek overmake v.
aşı kampanyası düzenlemek organize a vaccination campaign v.
cenaze töreni düzenlemek/işlerini düzenlemek make the arrangements v.
imzalı ve mühürlenmiş bir şekilde düzenlemek (belge) execute under hand or under seal v.
(şarkıyı) yeniden düzenlemek remix v.
adına fatura düzenlemek issue an invoice in the name of v.
baskın düzenlemek launch raid v.
sisteme göre düzenlemek systematise v.
kronolojik olarak düzenlemek chronologize v.
trafiği düzenlemek regulate the traffic v.
yeniden düzenlemek reorganize v.
sistemli bir biçimde düzenlemek schematise v.
ihtiyaca göre düzenlemek customise v.
kronolojik olarak düzenlemek chronologise v.
akla uygun olarak düzenlemek rationalise v.
balo düzenlemek throw a ballroom party v.
basın toplantısı düzenlemek hold a news conference v.
senet düzenlemek draw a bill v.
yarışma düzenlemek have/hold/run a contest v.
yarışma düzenlemek hold/stage a competition v.
(beyin için) kendini yeniden yapılandırmak/düzenlemek/şekillendirmek rewire v.
kanun düzenlemek prepare a law v.
kanun düzenlemek make a law v.
tekrar düzenlemek rearrange v.
festival düzenlemek arrange a festival v.
festival düzenlemek hold a festival v.
azaltarak düzenlemek downregulate v.
kurs düzenlemek hold a (training) course v.
ihtiyaca göre düzenlemek/ayarlamak customize v.
düzenlemek (belge) set v.
yeniden planlayıp düzenlemek reengineer v.
tekrar düzenlemek reengineer v.
tekrar müzayede düzenlemek rebid v.
yeniden düzenlemek recast v.
ayarlamak, düzenlemek (ilan, bildiri gibi) redact v.
yeniden düzenlemek redraw v.
yeniden düzenlemek regrade v.
yeniden düzenlemek reforge v.
(askeri birliği) yeniden düzenlemek reform [obsolete] v.
bölümler halinde düzenlemek chapter v.
dama tahtası şeklinde düzenlemek ya da işaretlemek checkerboard v.
yeniden düzenlemek rejigger v.
tekrar bahçe düzenlemek relandscape v.
yeniden araziyi düzenlemek relandscape v.
(birine) suikast düzenlemek terminate v.
bir temaya göre düzenlemek theme v.
zaman çizelgesine göre düzenlemek timetable v.
matbaa çalışanlarıyla toplantı düzenlemek hold a chapel v.
yazmak veya düzenlemek make v.
renk anahtarına göre düzenlemek key v.
(köpek, maymun gibi hayvan şovlarında) hayvanın konulacağı bankı düzenlemek bench v.
karmaşık bir şekilde düzenlemek jigsaw v.
zihinde düzenlemek make v.
(ekolojik etkenleri) ihtiyaç doğrultusunda düzenlemek manage v.
kaydedip düzenlemek marshal v.
bir dükkanın vitrinini düzenlemek window-dress v.
bir kurala veya standarda göre düzenlemek measure v.
etkinlik düzenlemek hostess v.
yetersiz şekilde düzenlemek misarrange v.
yanlış şekilde düzenlemek misedit v.
kötü düzenlemek misedit v.
yeniden düzenlemek reorchestrate v.
ileri dönem faaliyetlerinde gücünü pekiştireceği şekilde yeniden düzenlemek retrench v.
(yemek) düzenlemek give v.
geçici çözüm olarak düzenlemek rig v.
karar düzenlemek decree v.
hazırlamak ve düzenlemek graith [scotland] v.
kimlik numarası düzenlemek id v.
aşırı düzenlemek overarrange [rare] v.
fazla düzenlemek overedit v.
metni aşırıya kaçarak düzenlemek overedit v.
gereğinden fazla planlayıp düzenlemek overengineer v.
aşırı düzenlemek overorganize v.
aşırı düzenlemek overorganise v.
(satır, sayfa, köşe) yeniden düzenlemek overrun v.
değerlendirme tablosunda olduğu gibi düzenlemek rubricate v.
düz çizgiyle düzenlemek rule v.
konferans düzenlemek impart v.
çarpıcı veya hatırda kalıcı pasajları genel başlıklar altında düzenlemek commonplace v.
cenaze merasimi düzenlemek infuneral v.
birkaç müzik aletini düzenlemek instrument v.
art arda katmanlar halinde düzenlemek interleave v.
mutabakatla düzenlemek concord v.
metnin sözcüklerini uyumlu şekilde düzenlemek concord v.
sistemli olarak düzenlemek digest v.
(belgeyi) birden fazla orijinal nüsha halinde düzenlemek indent v.
hızını düzenlemek pace v.
geçit töreni düzenlemek parade v.
ganimet için baskın düzenlemek piqueer [obsolete] v.
kullanılmayan veya istenmeyen parçaları atıp geri kalanları düzenlemek consolidate v.
eğlence düzenlemek potlatch v.
etkinlik düzenlemek potlatch v.
gösterge panosu şeklinde düzenlemek dashboard v.
zevksizce düzenlemek daub [dialect] [uk] v.
(anlaşma) düzenlemek firm v.
festival düzenlemek gaud v.
akıllıca planlayarak düzenlemek orchestrate v.
(cismi) diğer cisimlerle ilişkisine göre düzenlemek orientate v.
(kuş) tüylerini düzenlemek plume v.
hava saldırısı düzenlemek prang v.
önceden düzenlemek preattune v.
(konuşma) önceden düzenlemek precompose v.
önceden düzenlemek preconcert v.
evlilik sözleşmesi düzenlemek precontract v.
önceden düzenlemek predispose v.
önceden düzenlemek preorder v.
önceden düzenlemek preschedule v.
seriler halinde düzenlemek seriate v.
önceden düzenlemek prestructure v.
dikkat çekici bir şekilde düzenlemek stage-manage v.
(klasörü) sekmeler farklı yerlere gelecek şekilde düzenlemek stagger v.
akşam yemeği düzenlemek supper v.
(eğlence, etkinlik) düzenlemek give v.
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum slp (seaward launch point) abrev.
Phrasals
bir şeyler ekleyerek düzenlemek edit in n.
dizmeden önce tablo halinde düzenlemek cast up v.
baskı için düzenlemek lay out v.
sistemli biçimde düzenlemek dispose of v.
basılı materyalin konumunu düzenlemek line up v.
birisinin dinine bağlılığını kuvvetlendirecek bir dinsel ayin düzenlemek confirm (one) in (something) v.
birisinin dinine bağlılığını kuvvetlendirecek bir dinsel ayin düzenlemek confirm someone in something v.
(birine veya bir şeye) karşı kampanya düzenlemek campaign against (someone or something) v.
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası düzenlemek campaign against (someone or something) v.
bir şey için entrika düzenlemek scheme for v.
bir şeyi düzeltmek/düzenlemek spiff something up v.
bir şey için entrika düzenlemek plot for v.
daha güzel olması için düzenlemek sex up v.
fesat düzenlemek conspire against v.
için gösteri düzenlemek demonstrate for v.
-e karşı gösteri düzenlemek demonstrate against v.
bir şeyi düzenlemek (müzik, ses) mix (something) down v.
belirli bir forma göre yazmak/oluşturmak/düzenlemek draw up v.
belge düzenlemek draw up v.
belirli bir forma göre yazmak/oluşturmak/düzenlemek draw up v.
belge düzenlemek draw up v.
(bir şeyi) düzenlemek edit (something) out of (something) v.
(yazıyı, filmi, videoyu) düzenlemek edit in v.
kısaltarak düzenlemek/düzeltmek edit something out of something v.
kısaltarak düzenlemek/düzeltmek edit something out v.
bir şeyi başka bir şeyin parçalarını kullanarak yeniden düzenlemek reconstruct something from something v.
bir şeyi başka bir şey kullanarak yeniden düzenlemek reconstruct something from something v.
iki kişi arasında karşılaşma düzenlemek face off v.
(birini/bir şeyi) bir şekil halinde düzenlemek form into (something) v.
birini/bir şeyi bir şekilde düzenlemek form someone or something into something v.
(bir yerden) saldırı düzenlemek strike from (something) v.
(birine/bir şeye) göre düzenlemek gear to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) göre düzenlemek gear toward (someone or something) v.
eğik açıyla dizmek/düzenlemek toe in v.
(bir şeyi başka bir şeye) göre düzenlemek fashion (something) after (something else) v.
(bir şeyi birine/bir şeye) göre düzenlemek tailor (something) to (someone or something) v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye göre düzenlemek tailor someone or something to someone or something v.
bir şeyi bir şeye göre düzenlemek/düzeltmek align something with something v.
bir şeyi bir şeye göre düzenlemek/düzeltmek align something with something v.
biri/bir şey için bir şey düzenlemek arrange something for someone or something v.
birinin/bir şeyin dahil olduğu bir şey düzenlemek arrange something with someone or something v.
biriyle/bir şeyle bir şey ayarlamak/düzenlemek arrange something with someone or something v.
içerisinde birinin/bir şeyin olduğu bir şey ayarlamak/düzenlemek arrange something with someone or something v.
ile (bir şey) düzenlemek arrange (something) with v.
(bir şeyin) dahil olduğu bir şey düzenlemek/organize etmek arrange (something) with v.
(müziği bir şey) için düzenlemek arrange for v.
(müziği bir enstrümana) göre uyarlamak/düzenlemek arrange for v.
bir etkinlik düzenlemek/planlamak bring something all together v.
birisinin dinine bağlılığını kuvvetlendirecek bir dinsel ayin düzenlemek confirm in v.
(biriyle) bir şey düzenlemek cook something up (with someone) v.
(biriyle) düzenlemek coordinate with (someone) v.
(birine/bir şeye) karşı gösteri düzenlemek demonstrate against (someone or something) v.
(biri/bir şey) için gösteri düzenlemek demonstrate for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak düzenlemek designate (someone or something) as (something) v.
(bir şeyi birine) düzenlemek direct (something) to (someone) v.
belge düzenlemek draw something up v.
bir parçayı elektronik dans müziği tarzında tekrar düzenlemek dub out v.
bir şeyi yeniden yapmak/düzenlemek fix something over v.
-e göre düzenlemek gear toward v.
… olacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek gear toward v.
'-e uyacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek gear toward v.
-e göre düzenlemek gear to v.
… olacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek gear to v.
'-e uyacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek gear to v.
(birine bir şey) tertip etmek/düzenlemek issue (something) to (one) v.
(bir şey) tertip etmek/düzenlemek issue with v.
(bir şey) tertip etmek/düzenlemek issue with (something) v.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) düzenlemek make (something) against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı komplo düzenlemek plot against (something or someone) v.
(bir şeye) göre yeniden düzenlemek readjust to (something) v.
(bir şey) için yeniden düzenlemek retool for (something) v.
-e karşı entrika düzenlemek scheme against v.
-e karşı komplo düzenlemek scheme against v.
(birine/bir şeye) karşı entrika düzenlemek scheme against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı komplo düzenlemek scheme against (someone or something) v.
(bir şey) için komplo düzenlemek/kurmak scheme for (something) v.
(bir şeyi) elde etmek için komplo düzenlemek/gizli plan yapmak scheme for (something) v.
(müzik parçasını) (biri/bir şey) için düzenlemek/yazmak score for (someone or something) v.
(müzik parçasını) (birine/bir şeye) göre düzenlemek/yazmak score for (someone or something) v.
(bir şeyi) düzenlemek set (something) out v.
son modaya göre düzenlemek/dekore etmek style up v.
'-e göre düzenlemek tailor to v.
Colloquial
parti düzenlemek have open house v.
bir kanuna göre düzenlemek serve under (one) v.
müziği bir şey için düzenlemek arrange some music for something v.
müziği bir enstrümana göre uyarlamak/düzenlemek arrange some music for something v.
belirli bir zaman için bir şey ayarlamak/düzenlemek arrange something for some time v.
belirli bir zaman için ayarlamak/düzenlemek arrange for some time v.
bir şeyi düzenlemek, tamir etmek do something up v.
Idioms
birinin keyfine göre şekillendirmek/düzenlemek accommodate (someone's) wishes v.
birisi için bir parti vermek/düzenlemek throw a party for someone v.
büyük bir elveda partisi düzenlemek give someone a big send-off v.
büyük bir ağırlama töreni düzenlemek kill the fatted calf v.
büyük bir elveda partisi düzenlemek have a big send-off v.
işleri düzenlemek have one's ducks in a row v.
işlerini düzenlemek set one's house in order v.
işlerini düzenlemek put one's house in order v.
işleri düzenlemek get one's ducks in a row v.
işleri düzenlemek have ducks in a row v.
komplo düzenlemek plot against v.
komplo düzenlemek make a scheme against v.
yürüyüş düzenlemek walk out v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the cards in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the cards in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the deck in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the deck in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the odds in (someone's or something's) favor v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the odds in (someone's or something's) favor v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the odds in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the odds in the favor of (someone or something) v.
kuralları birine göre tekrar düzenlemek move the goal line [uk] v.
bir kurumu düzenlemek/nizama sokmak clean house v.
seçim kampanyası düzenlemek take to the hustings v.
iyice düzenlemek put straight v.
bir şeyi düzenlemek put something straight v.
(birinin) davranışlarını düzenlemek/düzeltmek keep (someone) in order v.
sahte belge düzenlemek pencil whip v.
asılsız belge düzenlemek pencil whip v.
yapılmayan işleri yapılmış gibi gösteren bir belge düzenlemek pencil whip v.
anket düzenlemek take a straw poll v.
halkın nabzını tutmak amacıyla anket düzenlemek take a straw poll v.
seçim anketi düzenlemek take a straw poll v.
işlerini düzenlemek get all one's ducks in a row v.
işlerini düzenlemek have all one's ducks in a row v.
işlerini düzenlemek get all (of) (one's) ducks in a row v.
işlerini düzenlemek get all one's ducks in a row v.
işlerini düzenlemek have all one's ducks in a row v.
işlerini düzenlemek get all (of) (one's) ducks in a row v.
işleri daha etkili çözebilmek için faaliyetlerini daha iyi düzenlemek get act together v.
işleri düzenlemek get ducks in a row v.
işleri düzenlemek get your ducks in a row v.
işleri düzenlemek have your ducks in a row [us] v.
bir şeyi önem sırasına göre yapmak/düzenlemek get your priorities right v.
bir şeyi önem sırasına göre yapmak/düzenlemek get your priorities straight v.
işleri düzenlemek get/have your ducks in a row v.
işleri düzenlemek get/have (all) your ducks in a row [us] v.
(biri için/birine) büyük bir elveda partisi düzenlemek give (one) a big send-off v.
(bütün) işleri düzenlemek have (all) your ducks in a row [us] v.
(bütün) işleri düzenlemek get (all) your ducks in a row [us] v.
işleri düzenlemek have all (of) (one's) ducks in a row v.
(birini/bir şeyi) düzenlemek/düzeltmek lick (someone or something) into shape v.
çek düzenlemek make a check v.
(birine) çek düzenlemek make a check (out) to (one) v.
işlerini düzenlemek put house in order v.
işlerini düzenlemek put your house in order v.
işlerini düzenlemek get your house in order v.
işlerini düzenlemek put/set your (own) house in order v.
evi düzenlemek redd up the house [us] v.
işleri düzenlemek set house in order v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) aleyhine olacak şekilde düzenlemek stack the deck (against) (someone or something) v.
daha cazip bir şekilde düzenlemek sweeten (up) the pot v.
Trade/Economic
abd'de menkul değer işlemlerini düzenlemek için çıkartılan ilk yasalar blue sky laws n.
ingiltere bankası'nın ekonomiye para ve kredi arzını düzenlemek amacıyla devlet tahvillerini serbest piyasada alıp satması open-market operations n.
protestolu olanın yerine yeniden poliçe düzenlemek redraw v.
çizgili çek düzenlemek cross a check v.
adına poliçe düzenlemek issue a policy to v.
anlaşma düzenlemek make an arrangement v.
bir işi planlayıp başarı ile yürütmek, yönetmek, düzenlemek mastermind v.
bilanço düzenlemek draw the balance v.
bir poliçe düzenlemek make a bill of exchange v.
bilanço düzenlemek make up a balance sheet v.
bilanço düzenlemek make the balance v.
çizgili çek düzenlemek cross a cheque v.
fatura düzenlemek make out an invoice v.
fatura düzenlemek invoice v.
fatura düzenlemek draw up an invoice v.
eğitim kursu düzenlemek hold a (training) course v.
fatura düzenlemek to draw up an invoice v.
eğitim kursu düzenlemek organize a (training) course v.
makbuz düzenlemek make out a receipt v.
konşimento düzenlemek make a bill of lading v.
poliçe düzenlemek make a promissory note v.
poliçe düzenlemek issue a policy v.
senet düzenlemek issue a bill v.
sermayenin yapısını yeniden düzenlemek recapitalise v.
sermayenin yapısını yeniden düzenlemek recapitalize v.
talep seviyesini düzenlemek regulate the level of demand v.
tutanak düzenlemek make an official report v.
vardiya düzenlemek arrange shifts v.
vergi beyannamesi düzenlemek make a return v.
kefalet senedi düzenlemek bond v.
(ticari teşebbüsü) hisselerin çoğunluğu müşterilerin olacak şekilde düzenlemek mutualize v.
(ticari teşebbüsü) hisselerin çoğunluğu çalışanların olacak şekilde düzenlemek mutualize v.
(ticari teşebbüsü) hisselerin çoğunluğu müşterilerin olacak şekilde düzenlemek mutualise v.
(ticari teşebbüsü) hisselerin çoğunluğu çalışanların olacak şekilde düzenlemek mutualise v.
(gümrük vergilerini düzenlemek için) ithalat ürünlerini sınıflandırmak impost v.
(vitrinin) teşhir ürünlerini ilgi çekecek şekilde düzenlemek dress v.
(ücret, fiyat) endeksleme yoluyla düzenlemek index v.
(işlemleri) düzenlemek control [obsolete] v.
ön fatura düzenlemek prebill v.
proforma fatura düzenlemek prebill v.
hizmet öncesi fatura düzenlemek prebill v.
alt kategori endeksi düzenlemek subindex v.
Law
düzenlemek (belge) issue n.
gerekli belgeleri düzenlemek prepare pertinent documents v.
kanunla düzenlemek enact v.
sahte belge düzenlemek fabricate a document v.
sahte evrak düzenlemek counterfeit v.
sahte belge düzenlemek forge a document v.
sahte evrak düzenlemek forge v.
sahte evrak düzenlemek forge a paper v.
Politics
bölgelere göre düzenlemek regionalize v.
bölgelere göre düzenlemek regionalise v.
istisnai kıymetle beyan düzenlemek issuing a declaration under exceptional value v.