çıkmak

Significados de "çıkmak" en diccionario inglés turco : 167 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	çıkmak	get out v.
They were stuck and could not get out. Sıkıştılar ve dışarı da çıkamadılar. More Sentences
2	Common Usage	çıkmak	go out v.
Public tenders have gone out. Kamu ihalelerine çıkıldı. More Sentences
3	Common Usage	çıkmak	exit v.
Sami exited the underground parking lot. Sami yeraltı otoparkından çıktı. More Sentences
General
4	General	çıkmak	come of v.
It had been agreed that use would be made of a strengthened Hughes procedure, but little has come of that. Güçlendirilmiş bir Hughes prosedüründen yararlanılması kararlaştırılmıştı, ancak bundan pek bir şey çıkmadı. More Sentences
5	General	çıkmak	come about v.
The reason that the Cartagena Protocol came about is that GMOs and trade require special precautionary measures. Cartagena Protokolü'nün ortaya çıkmasının nedeni, GDO'ların ve ticaretinin özel ihtiyati tedbirler gerektirmesidir. More Sentences
6	General	çıkmak	move out v.
I want to move out of this cramped room as soon as I can. Bu sıkışık odadan bir an önce çıkmak istiyorum. More Sentences
7	General	çıkmak	come up v.
They have come up with only a unilateral solution and a narrow list. Sadece tek taraflı bir çözüm ve dar bir liste ile ortaya çıktılar. More Sentences
8	General	çıkmak	break through v.
The sun broke through the clouds. Güneş bulutların arasından çıktı. More Sentences
9	General	çıkmak	go off v.
I'm going to go off on a trip this evening. Bu akşam bir yolculuğa çıkacağım. More Sentences
10	General	çıkmak	quit v.
Let's quit. Hadi çıkalım. More Sentences
11	General	çıkmak	break out v.
The struggles for power and for the social face of Europe have now really broken out. İktidar ve Avrupa'nın sosyal çehresi için verilen mücadeleler artık gerçekten çığırından çıkmıştır. More Sentences
12	General	çıkmak	be released v.
Some employers are reluctant to take on people who have recently been released from jail. Bazı işverenler, hapishaneden yeni çıkmış insanları işe almaya isteksizdirler. More Sentences
13	General	çıkmak	result from v.
I reiterate that our credibility depends on the texts that we pass and the realistic measures resulting from them. Güvenilirliğimizin, kabul ettiğimiz metinlere ve bu metinlerden çıkan gerçekçi tedbirlere bağlı olduğunu yineliyorum. More Sentences
14	General	çıkmak	go with v.
Tom has been going with Mary for almost three years now. Tom şu anda neredeyse üç yıldır Mary ile birlikte çıkıyor. More Sentences
15	General	çıkmak	pull out v.
Europe should therefore pull out all the stops to combat this phenomenon, wherever it appears. Bu nedenle Avrupa, nerede ortaya çıkarsa çıksın bu olguyla mücadele etmek için elinden geleni yapmalıdır. More Sentences
16	General	çıkmak	grow out of v.
He has unsightly hairs growing out of his ears. Kulaklarından çıkan çirkin tüyleri var. More Sentences
17	General	çıkmak	grow v.
Research expenditure is also permitted to grow next year to EUR 4.8 billion. Araştırma harcamalarının da önümüzdeki yıl 4.8 milyar Euro'ya çıkmasına izin verilmektedir. More Sentences
18	General	çıkmak	spring v.
Weeds sprang up in the garden. Bahçede yabani otlar çıktı. More Sentences
19	General	çıkmak	emanate from v.
It remains to be seen whether these suggestions will emanate from the Council or from the Commission. Bu önerilerin Konseyden mi yoksa Komisyondan mı çıkacağı henüz belli değil. More Sentences
20	General	çıkmak	come off v.
While she was running after the naughty boy, one of her shoes came off. Yaramaz çocuğun peşinden koşarken ayakkabılarından biri çıktı. More Sentences
21	General	çıkmak	turn out v.
I will, of course, have to accept the decision if that is how it turns out. Karar bu şekilde çıkarsa elbette kabul etmek zorunda kalacağım. More Sentences
22	General	çıkmak	step up v.
Please step up here, then sit on this table. Lütfen buraya çıkın, sonra bu masaya oturun. More Sentences
23	General	çıkmak	arise from v.
Any new proof that arises from these cases must be investigated. Bu vakalardan ortaya çıkan her türlü yeni kanıt soruşturulmalıdır. More Sentences
24	General	çıkmak	walk out of v.
Our patient walked out of the hospital the next day. Hastamız bir gün sonra hastaneden yürüyerek çıktı. More Sentences
25	General	çıkmak	prove to be v.
We shall just have to wait and see if they prove to be right. Haklı çıkıp çıkmayacaklarını bekleyip göreceğiz. More Sentences
26	General	çıkmak	appear v.
The Commission made the decision yesterday without appearing before Parliament, yet revealed all to the press. Komisyon dün Parlamento'nun önüne çıkmadan kararını verdi, ancak her şeyi basına açıkladı. More Sentences
27	General	çıkmak	follow v.
It follows logically from the Unesco declaration and we are studying it with interest. Bu, Unesco deklarasyonundan mantıksal olarak çıkmaktadır ve biz de bunu ilgiyle inceliyoruz. More Sentences
28	General	çıkmak	launch v.
Her next novel will be launched in June. Bir sonraki romanı Haziran ayında çıkacak. More Sentences
29	General	çıkmak	ascend v.
He ascended the stairs. Merdivenleri çıktı. More Sentences
30	General	çıkmak	issue v.
The magazine is issued twice a month. Dergi, ayda iki kez çıkıyor. More Sentences
31	General	çıkmak	go for v.
What we're going to do today is go for a walk. Bugün yapacağımız şey yürüyüşe çıkmak. More Sentences
32	General	çıkmak	originate from v.
The fire originated from carelessness. Yangın dikkatsizlikten çıktı. More Sentences
33	General	çıkmak	step out v.
Suddenly a robber stepped out of the darkness. Aniden karanlığın içinden bir soyguncu çıktı. More Sentences
34	General	çıkmak	come on v.
I know Tom comes on a little strong. Tom'un biraz sert çıktığını biliyorum. More Sentences
35	General	çıkmak	rise v.
The full moon is steadily rising among the clouds. Dolunay bulutların arasından istikrarlı bir şekilde çıkıyordu. More Sentences
36	General	çıkmak	come out v.
Prosecutions must be brought because the truth must come out if people are not to be deceived again. Soruşturmalar açılmalıdır çünkü insanların tekrar kandırılmaması için gerçeğin ortaya çıkması gerekmektedir. More Sentences
37	General	çıkmak	leave v.
Don’t leave the house without your keys. Anahtarlarınız olmadan evden çıkmayın. More Sentences
38	General	çıkmak	get away v.
I can't get away from the office this afternoon. Bu öğleden sonra ofisten çıkamıyorum. More Sentences
39	General	çıkmak	drop out of v.
Tom wondered why Mary had dropped out of school. Tom Mary'nin okuldan neden çıktığını merak ediyordu. More Sentences
40	General	çıkmak	get off v.
When are you getting off work? İşten ne zaman çıkıyorsun? More Sentences
41	General	çıkmak	emerge v.
After the rain, the sun emerged from behind the clouds again. Yağmurdan sonra güneş tekrar bulutların arkasından çıktı. More Sentences
42	General	çıkmak	walk out with v.
Tom walked out with Mary. Tom, Mary ile çıktı. More Sentences
43	General	çıkmak	stick out v.
The nail that sticks out gets hammered down. Çıkan çivi çakılır. More Sentences
44	General	çıkmak	take out v.
Tom took out after Mary. Tom, Mary'nin peşinden dışarı çıktı. More Sentences
45	General	çıkmak	prove v.
That unfortunately proved not to be the case. Maalesef durumun böyle olmadığı ortaya çıktı. More Sentences
46	General	çıkmak	walk out v.
He buttoned up his coat before walking out the door. Kapıdan çıkmadan önce ceketinin düğmelerini ilikledi. More Sentences
47	General	çıkmak	ensue v.
A robust discussion ensued. Sağlam bir tartışma ortaya çıktı. More Sentences
48	General	çıkmak	occur v.
We have some measures in place to stop fraud from occurring. Sahtekarlığın ortaya çıkmasını engellemek için bazı tedbirler aldık. More Sentences
49	General	çıkmak	arise v.
This surplus arose primarily because the Structural Funds did not manage to implement their programmes. Bu fazlalık esas olarak Yapısal Fonların programlarını uygulamayı başaramaması nedeniyle ortaya çıkmıştır. More Sentences
50	General	çıkmak	originate v.
Where did the Olympic Games originate? Olimpiyat Oyunları nerede ortaya çıktı? More Sentences
51	General	çıkmak	embark v.
Tom and Mary embarked on a road trip. Tom ve Mary bir yolculuğa çıktılar. More Sentences
52	General	çıkmak	come out of v.
I think, there are three messages which come out of this report. Sanırım bu rapordan çıkan üç mesaj var. More Sentences
53	General	çıkmak	exit v.
Dan exited the train station at seven thirty. Dan tren istasyonundan yedi buçukta çıktı. More Sentences
54	General	çıkmak	rise up v.
Many consumers rose up against the consumption tax. Çoğu müşteri tüketim vergisine karşı çıktı. More Sentences
55	General	çıkmak	walk [obsolete] v.
Tom's knee hurts when he walks up or down stairs. Tom'un dizi merdivenlerden inip çıkarken ağrıyor. More Sentences
56	General	çıkmak	make up v.
Tom finally made up his mind to ask Mary out. Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmeye karar verdi. More Sentences
57	General	çıkmak	come v.
Several snags, however, quickly came to light. Ancak bazı pürüzler kısa sürede ortaya çıktı. More Sentences
58	General	çıkmak	pop v.
Even the sun popped out from behind the clouds. Güneş bile bulutların arkasından çıktı. More Sentences
Phrasals
59	Phrasals	çıkmak	come out v.
BEUC has come out and said that it supports this legislation. BEUC ortaya çıktı ve bu mevzuatı desteklediğini söyledi. More Sentences
60	Phrasals	çıkmak	come out v.
After all, who knows what would have come out if other questions had been put? Sonuçta, başka sorular sorulsaydı kim bilir neler ortaya çıkacaktı? More Sentences
61	Phrasals	çıkmak	come out v.
I trust that the approved amendment will be held to when the budget comes out. Onaylanan değişikliğin bütçe çıktığında uygulanacağına inanıyorum. More Sentences
62	Phrasals	çıkmak	stick up v.
Tom stuck up for me. Tom bana arka çıktı. More Sentences
63	Phrasals	çıkmak	get out v.
We could not get out of Brussels at all; we had to go back, and in the end departed from Charleroi the next day. Brüksel'den hiç çıkamadık; geri dönmek zorunda kaldık ve sonunda ertesi gün Charleroi'den yola çıktık. More Sentences
64	Phrasals	çıkmak	come out v.
Within a short time all this will come out in the first case of the new Article 97 being actively used. Kısa bir süre içerisinde tüm bunlar, yeni 97. Maddenin aktif olarak kullanıldığı ilk durumda ortaya çıkacaktır. More Sentences
65	Phrasals	çıkmak	come up v.
There is really no need to wait three years until the Commission comes up simply with proposals. Komisyon'un basit önerilerle ortaya çıkması için üç yıl beklemeye gerçekten gerek yok. More Sentences
Idioms
66	Idioms	çıkmak	come out of v.
Compromises are often the only things to come out of difficult situations. Uzlaşmalar genellikle zor durumlardan çıkabilecek tek şeydir. More Sentences
Technical
67	Technical	çıkmak	originate v.
Where did such rumors originate? Bu söylentiler nereden çıktı? More Sentences
Computer
68	Computer	çıkmak	exit v.
Dan exited the train station at seven thirty. Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı. More Sentences
Archaic
69	Archaic	çıkmak	avoid v.
This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation. Bu yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmaması için bu hafta iki kez kontrol edildi. More Sentences
Common Usage
70	Common Usage	çıkmak	stem v.
General
71	General	çıkmak	go up v.
72	General	çıkmak	jut v.
73	General	çıkmak	peep v.
74	General	çıkmak	launch out v.
75	General	çıkmak	mount v.
76	General	çıkmak	proceed v.
77	General	çıkmak	flirt v.
78	General	çıkmak	sally forth v.
79	General	çıkmak	escalate v.
80	General	çıkmak	knock around v.
81	General	çıkmak	fall to one's lot v.
82	General	çıkmak	peer v.
83	General	çıkmak	debouch v.
84	General	çıkmak	present oneself v.
85	General	çıkmak	void v.
86	General	çıkmak	date up v.
87	General	çıkmak	shove off v.
88	General	çıkmak	come to hand v.
89	General	çıkmak	slope up v.
90	General	çıkmak	keep company with v.
91	General	çıkmak	climb v.
92	General	çıkmak	extricate oneself v.
93	General	çıkmak	unstick v.
94	General	çıkmak	turn out to be v.
95	General	çıkmak	crop out v.
96	General	çıkmak	spring from v.
97	General	çıkmak	form v.
98	General	çıkmak	extrude v.
99	General	çıkmak	drop out v.
100	General	çıkmak	spoon v.
101	General	çıkmak	fall v.
102	General	çıkmak	lift v.
103	General	çıkmak	stick v.
104	General	çıkmak	eventuate v.
105	General	çıkmak	erupt v.
106	General	çıkmak	rub out v.
107	General	çıkmak	shoot out v.
108	General	çıkmak	shoot v.
109	General	çıkmak	go forth v.
110	General	çıkmak	separate v.
111	General	çıkmak	absent oneself v.
112	General	çıkmak	detach v.
113	General	çıkmak	go together v.
114	General	çıkmak	be on one's way out v.
115	General	çıkmak	drop v.
116	General	çıkmak	grow up v.
117	General	çıkmak	sally out v.
118	General	çıkmak	poke out of v.
119	General	çıkmak	hatch v.
120	General	çıkmak	knock about v.
121	General	çıkmak	rub off v.
122	General	çıkmak	jut out v.
123	General	çıkmak	stem v.
124	General	çıkmak	step up on v.
125	General	çıkmak	step up onto v.
126	General	çıkmak	secede v.
127	General	çıkmak	come on the market v.
128	General	çıkmak	come to a head v.
129	General	çıkmak	peep out v.
130	General	çıkmak	imbark v.
131	General	çıkmak	result v.
132	General	çıkmak	emanate v.
133	General	çıkmak	egress v.
134	General	çıkmak	jetty v.
135	General	çıkmak	upsend v.
136	General	çıkmak	extend v.
137	General	çıkmak	off v.
138	General	çıkmak	overhang v.
139	General	çıkmak	oversail v.
140	General	çıkmak	pack v.
141	General	çıkmak	sally v.
142	General	çıkmak	outshoot v.
143	General	çıkmak	sklim [scotland] v.
144	General	çıkmak	go v.
Phrasals
145	Phrasals	çıkmak	go up v.
146	Phrasals	çıkmak	issue forth v.
147	Phrasals	çıkmak	blast off v.
148	Phrasals	çıkmak	cancel out v.
149	Phrasals	çıkmak	cash in v.
150	Phrasals	çıkmak	clear off v.
151	Phrasals	çıkmak	poop out v.
Colloquial
152	Colloquial	çıkmak	bone out v.
153	Colloquial	çıkmak	bump up v.
154	Colloquial	çıkmak	dust v.
155	Colloquial	çıkmak	boogie v.
156	Colloquial	çıkmak	bounce [us] v.
Idioms
157	Idioms	çıkmak	go berserk v.
158	Idioms	çıkmak	take one's leave v.
159	Idioms	çıkmak	come out at v.
160	Idioms	çıkmak	get going v.
Technical
161	Technical	çıkmak	discharge v.
162	Technical	çıkmak	emanate v.
Archaic
163	Archaic	çıkmak	outgrow v.
164	Archaic	çıkmak	outpeep v.
Slang
165	Slang	çıkmak	pull one's freight v.
166	Slang	çıkmak	jam v.
167	Slang	çıkmak	hook v.

Significados de "çıkmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	(biriyle) çıkmak	date v.
She dated this father, and he was not the only one. Bu babayla çıkıyordu ve çıktığı tek kişi de o değildi. More Sentences
2	Common Usage	yumurtadan çıkmak	hatch v.
Sea turtles always return to the beach where they hatched. Deniz kaplumbağaları her zaman yumurtadan çıktıkları sahile dönerler. More Sentences
3	Common Usage	karaya çıkmak	land v.
Holding on to the rope firmly, I came safely to land. İpe sıkıca tutunarak güvenli bir şekilde karaya çıktım. More Sentences
4	Common Usage	başa çıkmak	cope v.
So how are we to cope at European level with part of a problem of truly global dimensions? Peki, gerçekten küresel boyutları olan bir sorunun bir kısmıyla Avrupa düzeyinde nasıl başa çıkacağız? More Sentences
5	Common Usage	karşı çıkmak	challenge v.
It seemed like no one had challenged his ideas before. Görünüşe göre daha önce hiç kimse onun fikirlerine karşı çıkmamıştı. More Sentences
6	Common Usage	yola çıkmak	depart v.
We could not get out of Brussels at all; we had to go back, and in the end departed from Charleroi the next day. Brüksel'den hiç çıkamadık; geri dönmek zorunda kaldık ve sonunda ertesi gün Charleroi'den yola çıktık. More Sentences
7	Common Usage	randevuya çıkmak	date v.
We haven't been on a date yet. Henüz bir randevuya çıkmadık. More Sentences
8	Common Usage	karşı çıkmak	object v.
Hopefully, no one will object. İnşallah, hiç kimse karşı çıkmayacak. More Sentences
9	Common Usage	ortaya çıkmak	show up v.
Aya's been gone since the bugs showed up. Aya böcekler ortaya çıktığından beri ortalıkta yok. More Sentences
10	Common Usage	ortaya çıkmak	emerge v.
Finally, a lot of sensitive information may emerge as a result of this process. Son olarak bu süreç sonucunda birçok hassas bilgi ortaya çıkabilir. More Sentences
General
11	General	dışarıya çıkmak	go out v.
Do you go out a lot? Çok dışarıya çıkar mısın? More Sentences
12	General	balığa çıkmak	go out fishing v.
He likes to go out fishing alone. Tek başına balığa çıkmayı sever. More Sentences
13	General	üst kata çıkmak	go upstairs v.
She shut the door and went upstairs. Kapıyı kapadı ve üst kata çıktı. More Sentences
14	General	yurt dışına çıkmak	go abroad v.
Within one month of going abroad, he became sick. Yurt dışına çıktıktan bir ay sonra hastalandı. More Sentences
15	General	balayına çıkmak	honeymoon v.
Tom and Mary are honeymooning. Tom ve Mary balayına çıktılar. More Sentences
16	General	seyahate çıkmak	take a trip v.
We should take a trip. Bir seyahate çıkmalıyız. More Sentences
17	General	sahip çıkmak	lay claim to v.
John laid claim to the painting. John resme sahip çıktı. More Sentences
18	General	karşı çıkmak	stand up to v.
It was pretty ballsy of you to stand up to the boss like that. Patrona bu şekilde karşı çıkman çok cesurcaydı. More Sentences
19	General	turneye çıkmak	go on tour v.
Is Tom going on tour? Tom turneye çıkacak mı? More Sentences
20	General	balığa çıkmak	fish v.
Tom is out fishing with Mary. Tom, Mary ile balığa çıktı. More Sentences
21	General	dışarı çıkmak	go out v.
The first concerns the mother of a handicapped teenager who goes out to work. İlki, çalışmak için dışarı çıkan engelli bir gencin annesiyle ilgilidir. More Sentences
22	General	karaya çıkmak	go ashore v.
Tom said he isn't going ashore. Tom karaya çıkmayacağını söyledi. More Sentences
23	General	balığa çıkmak	go fishing v.
Did you catch anything the last time you went fishing? En son balığa çıktığında bir şey yakaladın mı? More Sentences
24	General	ortaya çıkmak	surface v.
The famous crime lord surfaced again in Peru. Tanınmış mafya babası Peru'da yeniden ortaya çıktı. More Sentences
25	General	ortaya çıkmak	transpire v.
It has now transpired that what has developed is an intergovernmental method. Şimdi ortaya çıkan şey, hükümetler arası bir yöntemdir. More Sentences
26	General	açığa çıkmak	come to light v.
His secret life came to light at last. Sonunda gizli yaşamı açığa çıktı. More Sentences
27	General	yola çıkmak	start v.
We basically start from the premise that we are competitors. Temelde rakip olduğumuz önermesinden yola çıkıyoruz. More Sentences
28	General	yola çıkmak	leave v.
You made a radical decision and decided to leave everything behind to hit the road. Radikal bir karar aldınız ve her şeyi geride bırakıp yola çıkmaya niyetlendiniz. More Sentences
29	General	ortaya çıkmak	come forward v.
Equally, we are asking the Commission to come forward with some form of thought process. Aynı şekilde, Komisyon'dan bir tür düşünce süreciyle ortaya çıkmasını istiyoruz. More Sentences
30	General	ortaya çıkmak	come out of v.
There is no market unless consumers have confidence in the products that come out of research and manufacturing. Tüketiciler araştırma ve üretim sonucunda ortaya çıkan ürünlere güven duymadıkça pazar oluşmaz. More Sentences
31	General	çıkmak (bir işten)	pull out of v.
Tom started the car and pulled out of the parking lot. Tom arabayı çalıştırdı ve park yerinden çıktı. More Sentences
32	General	yüzeye çıkmak (denizaltı)	surface v.
Fadil's body surfaced under the bridge. Fadıl'ın cesedi köprünün altında yüzeye çıktı. More Sentences
33	General	ava çıkmak	go hunting v.
Paolo told me we'd go hunting the following day. Paolo bana ertesi gün ava çıkacağımızı söyledi. More Sentences
34	General	boşa çıkmak	come to nothing v.
Like many dreams, however, this one came to nothing. Ancak birçok hayal gibi bu da boşa çıktı. More Sentences
35	General	dışarı çıkmak	step out v.
Tom has stepped out for a moment. Tom bir an için dışarıya çıktı. More Sentences
36	General	karşı çıkmak	resist v.
The central bank strongly resisted lowering interest rates. Merkez bankası faiz oranlarının düşürülmesine şiddetle karşı çıktı. More Sentences
37	General	üç katına çıkmak	treble v.
Exports have trebled in the past three years with frozen yellowfin tuna being the largest single item. Dondurulmuş sarı yüzgeçli orkinosun en büyük tek kalem olduğu ihracat son üç yılda üç katına çıkmıştır. More Sentences
38	General	keşfe çıkmak	scout v.
We'll scout the way first and then the army will follow. Önce yolu keşfe çıkacağız, daha sonra ordu gelecek. More Sentences
39	General	yola çıkmak	get under way v.
I'd like to get under way as soon as possible. En kısa sürede yola çıkmak istiyorum. More Sentences
40	General	kontrolden çıkmak	be out of control v.
The crowd got out of control and broke through the fence. Kalabalık kontrolden çıktı ve parmaklıkları kırıp geçti. More Sentences
41	General	yola çıkmak	start out v.
Including those in my report, we started out with 240 amendments. Raporumdakiler de dahil olmak üzere 240 değişiklikle yola çıktık. More Sentences
42	General	mahkemeye çıkmak	appear in court v.
He was summoned to appear in court. Mahkemeye çıkması için çağrıldı. More Sentences
43	General	ortaya çıkmak (bir his)	spring v.
This is rather strange, for leaks in the new system can be sprung in precisely those areas. Bu oldukça garip, çünkü yeni sistemdeki sızıntılar tam da bu alanlarda ortaya çıkabilir. More Sentences
44	General	ortaya çıkmak	crop up v.
Scandals crop up again and again. Skandallar tekrar tekrar ortaya çıkıyor. More Sentences
45	General	iki katına çıkmak	double v.
This amount doubled in the following programme for the years from 2000 to 2006. Bu miktar, 2000-2006 yılları arasındaki bir sonraki programda iki katına çıkmıştır. More Sentences
46	General	yoldan çıkmak	swerve v.
Tom's car swerved off the road. Tom'un arabası yoldan çıktı. More Sentences
47	General	başa çıkmak	handle v.
We need to teach our children how to handle stress and uncertainty. Çocuklarımıza stres ve belirsizlikle nasıl başa çıkacaklarını öğretmeliyiz. More Sentences
48	General	dışına çıkmak	go out of v.
They released him with the stipulation that he should not go out of town until the investigation was complete. Soruşturma tamamlanana kadar şehir dışına çıkmaması şartıyla onu serbest bıraktılar. More Sentences
49	General	ortaya çıkmak	out v.
Yet it turned out to be possible to eliminate virtually insurmountable obstacles. Yine de neredeyse aşılmaz engelleri ortadan kaldırmanın mümkün olduğu ortaya çıktı. More Sentences
50	General	başa çıkmak	cope with v.
Is the EU equipped to cope with this imminent surge of arrivals? AB, yaklaşan bu göç dalgasıyla başa çıkabilecek donanıma sahip mi? More Sentences
51	General	isyan çıkmak	break out v.
Riots broke out in Boston. Boston'da isyanlar çıktı. More Sentences
52	General	yürüyüşe çıkmak	take a walk v.
My grandfather takes a walk every morning. Büyükbabam her sabah yürüyüşe çıkar. More Sentences
53	General	karşı çıkmak	mind v.
I wouldn't mind a beer right now. Şu anda bir biraya karşı çıkmazdım. More Sentences
54	General	karşılıksız çıkmak (çek)	bounce v.
The check bounced. Çek karşılıksız çıktı. More Sentences
55	General	turneye çıkmak	tour v.
We had all these things in common, which is probably why we ended up roommates when we first started touring. Bütün bunlarda ortak noktalarımız vardı, ve muhtemelen turneye çıktığımızda oda arkadaşı olmamızın nedeni de buydu. More Sentences
56	General	karşı çıkmak	object v.
I didn't object. Karşı çıkmadım. More Sentences
57	General	yeniden ortaya çıkmak	reappear v.
Malaria reappeared in the 1970s and claims one million victims each year. Sıtma 1970'lerde yeniden ortaya çıktı ve her yıl bir milyon kurban veriyor. More Sentences
58	General	sonucu çıkmak	follow from v.
It follows from what she says that he is guilty. Söylediklerinden adamın suçlu olduğu sonucu çıkıyor. More Sentences
59	General	açığa çıkmak	come out v.
When will the truth finally come out? Gerçek nihayet ne zaman açığa çıkacak? More Sentences
60	General	ile çıkmak	date v.
Tom has never gone on a date with Mary. Tom hiç Mary ile çıkmadı. More Sentences
61	General	gün ışığına çıkmak	come to light v.
Several snags, however, quickly came to light. Bununla birlikte, bazı pürüzler hızla gün ışığına çıktı. More Sentences
62	General	işten çıkmak (mesainin bitmesi)	get off work v.
I get off work around ten. Saat 10 gibi işten çıkıyorum. More Sentences
63	General	alışverişe çıkmak	shop v.
They are out shopping. Alışverişe çıktılar. More Sentences
64	General	ortaya çıkmak	come along v.
This is not the result of liberalisation, which came along much later. Bu, çok daha sonra ortaya çıkan liberalleşmenin bir sonucu değildir. More Sentences
65	General	sahip çıkmak	claim v.
Does anyone claim this knife? Bu bıçağa sahip çıkan var mı? More Sentences
66	General	sokağa çıkmak	go out v.
He went out into the street and saw his friend's body. Sokağa çıktı ve arkadaşının cesedini gördü. More Sentences
67	General	ortaya çıkmak	come into view v.
However, resistance to it is now becoming a reality and national and commercial interests are clearly coming into view. Ancak, buna karşı direniş artık bir gerçeklik haline gelmekte ve ulusal ve ticari çıkarlar açıkça ortaya çıkmaktadır. More Sentences
68	General	doğru çıkmak	come true v.
Strange to say, his prediction has come true. Gariptir ki, öngörüsü doğru çıktı. More Sentences
69	General	televizyona çıkmak	be on television v.
Tom was on television last night. Tom dün gece televizyona çıktı. More Sentences
70	General	sahneye çıkmak	come on v.
When the police came on stage, the criminal gave up. Polis sahneye çıktığında, suçlu pes etti. More Sentences
71	General	yukarı çıkmak	climb up v.
Take care when you climb up the ladder. Merdivenden yukarı çıkarken dikkatli olun. More Sentences
72	General	ortaya çıkmak	arise v.
Conflicts are more likely to arise within rather than between States. Çatışmaların Devletler arasında değil, Devletlerin kendi içlerinde ortaya çıkması daha muhtemeldir. More Sentences
73	General	çıkmak (leke)	come out v.
I hope this stain comes out in the wash. Umarım bu leke yıkanınca çıkar. More Sentences
74	General	dışarı çıkmak	move out v.
Tom wanted Mary to move out. Tom, Mary'nin dışarı çıkmasını istedi. More Sentences
75	General	yerinden çıkmak	dislocate v.
He dislocated his arm. Kolu yerinden çıktı. More Sentences
76	General	karşı çıkmak	protest against v.
We also protest against that. Buna da karşı çıkıyoruz. More Sentences
77	General	gizlice çıkmak	sneak v.
We'll stay down here and sneak out with the bags. Biz burada kalacağız ve çantaları alıp gizlice çıkacağız. More Sentences
78	General	seyahate çıkmak	set out v.
They set out for New York. Onlar New York'a seyahate çıktılar. More Sentences
79	General	su yüzüne çıkmak	surface v.
The famous orca Tina surfaced near Iceland. Ünlü katil balina Tina İzlanda yakınlarında su yüzüne çıktı. More Sentences
80	General	piyasaya çıkmak	appear v.
Laptops with the 11th generation Intel processors have begun to appear in the market. 11'inci nesil Intel işlemcili dizüstü bilgisayarlar piyasaya çıkmaya başladı. More Sentences
81	General	konu dışına çıkmak	digress v.
Sometimes it is worthy of satire and merits discussion, but I digress. Bazen bu durum hicvedilmeye ve tartışmaya değerdir, ancak ben konunun dışına çıkıyorum. More Sentences
82	General	karşı çıkmak	oppose v.
We categorically oppose this philosophy and the negative proposals tabled in order to implement it. Bu felsefeye ve bunu uygulamak için sunulan olumsuz önerilere şiddetle karşı çıkıyoruz. More Sentences
83	General	karşı çıkmak	object to v.
After all, who would object to the consumer being protected or to the security of the energy supply? Sonuçta tüketicinin korunmasına ya da enerji arz güvenliğine kim karşı çıkabilir ki? More Sentences
84	General	başa çıkmak	get over v.
You can get over the handicap soon. Yakında sorunla başa çıkabilirsin. More Sentences
85	General	alışverişe çıkmak	go shopping v.
When they go shopping, they want answers to questions concerning ethical, ecological and social matters. Tüketiciler alışverişe çıktıklarında etik, ekolojik ve sosyal konularla ilgili sorulara cevap ararlar. More Sentences
86	General	karşı çıkmak	protest v.
Did Tom protest? Tom karşı çıktı mı? More Sentences
87	General	doğru çıkmak	come out right v.
That didn't come out right. O doğru çıkmadı. More Sentences
88	General	üç katına çıkmak	triple v.
The number of people living in poverty has tripled. Yoksulluk içinde yaşayan insanların sayısı üç katına çıktı. More Sentences
89	General	izne çıkmak	take off v.
I'm taking off. İzne çıkıyorum. More Sentences
90	General	tatile çıkmak	go on holiday v.
They want not just to eat and drink, they also want to go on holiday, to travel, and so on and so forth. Sadece yemek ve içmek değil, aynı zamanda tatile çıkmak, seyahat etmek ve benzeri şeyleri de istiyorlar. More Sentences
91	General	ortaya çıkmak	occur v.
Whatever we say and however we behave, new crises will occur and there will be new scandals. Ne söylersek söyleyelim ve nasıl davranırsak davranalım, yeni krizler yaşanacak ve yeni skandallar ortaya çıkacaktır. More Sentences
Common Usage
92	Common Usage	tahta çıkmak	accede v.
93	Common Usage	kıyıya çıkmak	land v.
94	Common Usage	yürüyüşe çıkmak	go out for a walk v.
95	Common Usage	inip çıkmak	fluctuate v.
96	Common Usage	fos çıkmak	fizzle v.
97	Common Usage	yürüyüşe çıkmak	go on a walk v.
98	Common Usage	meydana çıkmak	emerge v.
General
99	General	bir yer veya mekandan çıkmak için kullanılan yer	ascent n.
100	General	neredeyse kontrolden çıkmak üzere ve çok yayılmış olan salgın hastalık	pandemic n.
101	General	makineye çıkmak için kullanılan basamak	block n.
102	General	sahadan çıkmak	break-away n.
103	General	kayıp veya hayal kırıklığı ile başa çıkmak için alınan ve genellikle kişinin bir durumu inkar etmesine yol açan mecazi bir afyon	copium n.
104	General	(yola çıkmak üzere olan misafire içki ikram edilen) kurt biçimli gümüş kadeh	stirrup cup n.
105	General	ortaya çıkmak	approve oneself v.
106	General	tepesine çıkmak	sauce v.
107	General	boşa çıkmak	fizzle v.
108	General	çıkmak (ay/güneş)	be out v.
109	General	karşı çıkmak	disaffirm v.
110	General	başının altından çıkmak	be somebody's doing v.
111	General	sürgün avına çıkmak	course v.
112	General	sonunda ... çıkmak	prove v.
113	General	ön plana çıkmak	come into prominence v.
114	General	turşusu çıkmak	be exhausted v.
115	General	yürüyüşe çıkmak	hike v.
116	General	rotadan çıkmak	yaw v.
117	General	zıvanadan çıkmak	be in a rage v.
118	General	bir adım öne çıkmak	step forward v.
119	General	ortaya çıkmak	show oneself v.
120	General	ortaya çıkmak	come in view v.
121	General	sahneden çıkmak	exit v.
122	General	piyasaya çıkmak	show oneself v.
123	General	çengelden çıkmak	unhook v.
124	General	meydana çıkmak	appear v.
125	General	yorgunluktan canı çıkmak	be exhausted v.
126	General	meydana çıkmak	come into play v.
127	General	açığa çıkmak	come off v.
128	General	su yüzüne çıkmak	emerge v.
129	General	inip çıkmak	balance v.
130	General	çığrından çıkmak	get out of hand v.
131	General	ortaya çıkmak	spring v.
132	General	canı çıkmak	get very tired v.
133	General	sonuçta galip çıkmak	win out v.
134	General	ortaya çıkmak	debouch v.
135	General	yola çıkmak	be off v.
136	General	inip çıkmak	bob v.
137	General	rolüne çıkmak	represent v.
138	General	arka çıkmak	support v.
139	General	ayıplı çıkmak	be faulty v.
140	General	doruğa çıkmak	culminate v.
141	General	kabahatli çıkmak	be found at fault v.
142	General	açığa çıkmak	become known v.
143	General	karşı çıkmak	deprecate v.
144	General	sonuçta galip çıkmak	win through v.
145	General	taraf çıkmak	take the part of v.
146	General	dışına çıkmak	digress v.
147	General	buhar halinde çıkmak (bir şeyden)	steam v.
148	General	borçlu çıkmak	end up owing somebody something v.
149	General	yolculuğa çıkmak	set out on a journey v.
150	General	zıvanadan çıkmak	infuriate v.
151	General	belli etmeden çıkmak	slip out of v.
152	General	çıkmak (fırsat)	come along v.
153	General	ortaya çıkmak	turn up v.
154	General	yola çıkmak	start off v.
155	General	turneye çıkmak	circuit v.
156	General	elinden kaza çıkmak	cause an accident v.
157	General	ortaya çıkmak	trace v.
158	General	yola çıkmak	set out v.
159	General	doğru çıkmak	prove to be right v.
160	General	karşı çıkmak	face v.
161	General	şirazesinden çıkmak	get out of hand v.
162	General	meydana çıkmak	out v.
163	General	canı çıkmak	die v.
164	General	ortaya çıkmak	come up v.
165	General	tayini çıkmak	be appointed to v.
166	General	çürük çıkmak	turn out rotten v.
167	General	genizden çıkmak	twang v.
168	General	merdiven çıkmak	climb up stairs v.
169	General	ortaya çıkmak	outcrop v.
170	General	hatırından çıkmak	forget v.
171	General	dişi çıkmak	cut v.
172	General	ateşi çıkmak	run a temperature v.
173	General	kontrolden çıkmak	get out of control v.
174	General	başa çıkmak	overcome v.
175	General	insan içine çıkmak	show one's face v.
176	General	çıkmak (su/nem belirli bir yerden)	transpire through v.
177	General	arka çıkmak	roll a log for somebody v.
178	General	doğru çıkmak (bir tahmin)	be on target v.
179	General	başının altından çıkmak	be at the bottom of something v.
180	General	baskın çıkmak	best v.
181	General	tek sıra halinde çıkmak	file out v.
182	General	turşusu çıkmak	be tired out v.
183	General	yeryüzüne çıkmak	outcrop v.
184	General	ayyuka çıkmak	be loud v.
185	General	dinden imandan çıkmak	loose one's patience v.
186	General	meydana çıkmak	surface v.
187	General	kat çıkmak	add a storey v.
188	General	taraf çıkmak	support v.
189	General	hışırı çıkmak	become ragged v.
190	General	feraha çıkmak	begin to enjoy prosperity v.
191	General	gemiden karaya çıkmak	disembark v.
192	General	çileden çıkmak	be in a rage v.
193	General	şirazeden çıkmak	go completely off the rails v.
194	General	itibarını zedeleyebilecek bir durumdan yüzünün akıyla çıkmak	save one's face v.
195	General	yerinden çıkmak (makine parçası)	work out v.
196	General	turneye çıkmak	play v.
197	General	ortaya çıkmak	crop out v.
198	General	makul sınırların dışına çıkmak	go beyond reason v.
199	General	fırtına çıkmak	squall v.
200	General	düze çıkmak	weather a crisis v.
201	General	meydana çıkmak	arise v.
202	General	engine çıkmak	make for open sea v.
203	General	acısı çıkmak	make somebody suffer for v.
204	General	koltuk çıkmak	support financially v.
205	General	sahip çıkmak	make a claim to v.
206	General	yüze çıkmak	show up v.
207	General	yürüyüşe çıkmak	go for a walk v.
208	General	karşı çıkmak	argue against something v.
209	General	ağzından girip burnundan çıkmak	twist somebody's arm v.
210	General	çatışma çıkmak	take place for an armed fight v.
211	General	konu dışına çıkmak	stray from the point v.
212	General	çıkmak (çıban)	point v.
213	General	eksik çıkmak	be lacking v.
214	General	aslı çıkmak	prove to be true v.
215	General	karşı çıkmak	except v.
216	General	çıkmak (leke vb temizlenmesi)	come off v.
217	General	selamete çıkmak	reach safety v.
218	General	belirli bir amaçla ortaya çıkmak	come forward v.
219	General	raydan çıkmak (tren)	derail v.
220	General	prensiplerinin dışına çıkmak	act against one's principles v.
221	General	galip çıkmak	come out victorious v.
222	General	gamzesi çıkmak	dimple v.
223	General	çıkmak (mevsimi geldiği için sebze/meyve)	be in v.
224	General	karşı çıkmak	thwart v.
225	General	hurdası çıkmak	become worn out v.
226	General	af çıkmak	(an amnesty) to be granted v.
227	General	yola çıkmak	pull away v.
228	General	sürtünmeyle çıkmak	rub out v.
229	General	zıvanadan çıkmak	have a fit v.
230	General	canı çıkmak	peg out v.
231	General	şirazesinden çıkmak	get out of control v.
232	General	sefere çıkmak	campaign v.
233	General	başa çıkmak	keep up with something v.
234	General	karşı çıkmak	go counter to v.
235	General	tahta çıkmak	accede to the throne v.
236	General	yoldan çıkmak	get out of hand v.
237	General	ayıplı çıkmak	be defective v.
238	General	tatile çıkmak	go on a holiday v.
239	General	baskın çıkmak	predominate over v.
240	General	foyası meydana çıkmak	give oneself away v.
241	General	düzlüğe çıkmak	turn around one's business v.
242	General	limandan çıkmak	sortie v.
243	General	piyasaya çıkmak	come onto the market v.
244	General	bedava geziye çıkmak	junket v.
245	General	yüze çıkmak	manifest itself v.
246	General	ayyuka çıkmak	come out v.
247	General	adı kötüye çıkmak	get a bad reputation v.
248	General	ayyuka çıkmak	rise v.
249	General	ortaya çıkmak	come into the picture v.
250	General	temize çıkmak	be proven innocent v.
251	General	düzlüğe çıkmak	get out of difficulties v.
252	General	sahneye çıkmak	appear v.
253	General	aklından çıkmak	escape v.
254	General	sürtünmeyle çıkmak	rub off v.
255	General	görücüye çıkmak	make debut v.
256	General	arka çıkmak	sponsor v.
257	General	şirazeden çıkmak	lose mental balance v.
258	General	su yüzüne çıkmak	come to light v.
259	General	denizaltı suyun üstüne çıkmak	surface v.
260	General	baskın çıkmak	get v.
261	General	odadan fırlayıp çıkmak	rush out of the room v.
262	General	çıkmak (kitap/gazete/resmi ilan)	be out v.
263	General	ortaya çıkmak	come into the open v.
264	General	gezintiye çıkmak	go on an outing v.
265	General	çarşıya çıkmak	go shopping v.
266	General	askıya çıkmak	start spinning its cocoon v.
267	General	prensiplerinin dışına çıkmak	deviate from one's principles v.
268	General	sağ salim çıkmak	live through v.
269	General	kan beynine çıkmak	get furious v.
270	General	baskın çıkmak	override v.
271	General	kabak çıkmak	turn out to be tasteless v.
272	General	karşı çıkmak	go against v.
273	General	tahta çıkmak	ascend v.
274	General	tahmini yanlış çıkmak	miss the mark v.
275	General	kaseti çıkmak	release record v.
276	General	kamburu çıkmak	become hunchbacked v.
277	General	çığırından çıkmak	go off the rails v.
278	General	yoldan çıkmak	go off the rails v.
279	General	batmak ya da çıkmak	make or break v.
280	General	cesede sahip çıkmak	claim the body v.
281	General	raydan çıkmak	go off the rails v.
282	General	satışa çıkmak	come onto the market v.
283	General	üstün çıkmak	get the upper hand v.
284	General	tiyatro topluluğu turneye çıkmak	go on the road v.
285	General	başa çıkmak	do v.
286	General	kokusu çıkmak	transpire v.
287	General	tırmanarak çıkmak	scale v.
288	General	yolculuğa çıkmak	start out v.
289	General	deniz yolculuğuna çıkmak	go to sea v.
290	General	üstün çıkmak	surpass v.
291	General	gün yüzüne çıkmak	come to light v.
292	General	karşı çıkmak	antagonize v.
293	General	boşa çıkmak	come to naught v.
294	General	komadan çıkmak	come out of a coma v.
295	General	ortaya çıkmak	spawn v.
296	General	baştan çıkmak	go astray v.
297	General	altından girip üstünden çıkmak	blow v.
298	General	altından girip üstünden çıkmak	squander v.
299	General	ile çıkmak	go out with v.
300	General	buram buram çıkmak (duman)	billow v.
301	General	mahkemeye çıkmak	face court v.
302	General	araziye sahip çıkmak	squat v.
303	General	seyahate çıkmak	leave on vacation v.
304	General	fos çıkmak	turn up false v.
305	General	sahneye çıkmak	get on the stage v.
306	General	hakim karşısına çıkmak	go on trial v.
307	General	suyun yüzüne çıkmak (balık/denizaltı)	surface v.
308	General	çıkmak (topraktan)	pullulate v.
309	General	kürsüye çıkmak	go up to the rostrum v.
310	General	insanlıktan çıkmak	lose one's human feeling v.
311	General	kontrolden çıkmak	get out of hand v.
312	General	prensiplerinin dışına çıkmak	go against one's principles v.
313	General	keşfe çıkmak	reconnoitre v.
314	General	açığa çıkmak	manifest v.
315	General	rotadan çıkmak	sheer v.
316	General	ağaca çıkmak	climb a tree v.
317	General	yavaş yavaş çıkmak	trickle v.
318	General	işten çıkmak (mesainin bitmesi)	finish up work v.
319	General	dışarı çıkmak	issue v.
320	General	aksilik çıkmak	have a difficulty come up v.
321	General	çıkmak (gazete, dergi vb'nde)	appear v.
322	General	çileden çıkmak	lose one's temper v.
323	General	üzerine çıkmak	mount v.
324	General	hakim karşısına çıkmak	appear before judge v.
325	General	yukarı çıkmak	rise v.
326	General	geziye çıkmak	sally v.
327	General	tayini çıkmak	be assigned to v.
328	General	sonuçta galip çıkmak	win out over v.
329	General	çığırından çıkmak	be in complete disorder v.
330	General	hakim karşısına çıkmak	appear in court v.
331	General	tatile çıkmak	holiday v.
332	General	kredi çıkmak	be granted bank loan v.
333	General	zıvanadan çıkmak	lose one's head/temper v.
334	General	kaburgaları çıkmak	be all skin and bones v.
335	General	üstün çıkmak	outstrip v.
336	General	bir hışımla çıkmak	flounce out v.
337	General	pestili çıkmak	be beaten v.
338	General	girip çıkmak	stop by v.
339	General	haksız çıkmak	turn out to be in the wrong v.
340	General	yorgunluktan canı çıkmak	be tired out v.
341	General	yukarı çıkmak	ride up v.
342	General	çıkmak (hükümdar tahta)	accede to v.
343	General	yola çıkmak	set forth v.
344	General	viziteye çıkmak	walk the wards v.
345	General	çıkmak (tahta)	ascend v.
346	General	karşı çıkmak	set against v.
347	General	yeniden çıkmak	reissue v.
348	General	geri çıkmak	regurgitate v.
349	General	yola çıkmak	pull out v.
350	General	sonuç olarak ortaya çıkmak	ensue v.
351	General	görücüye çıkmak	be seen v.
352	General	kalbi yerinden çıkmak	one's heart skips a beat v.
353	General	auta çıkmak	be out v.
354	General	baskın çıkmak	preponderate v.
355	General	çıkmak (motorlu taşıt bir yere)	pull out v.
356	General	kemik çıkmak (kemik)	be dislocated v.
357	General	gün ışığına çıkmak	emerge v.
358	General	baskın çıkmak	surpass v.
359	General	yola çıkmak	ship out v.
360	General	haşatı çıkmak	be messed up v.
361	General	mantara çıkmak	go mushrooming v.
362	General	yoldan çıkmak	fall from v.
363	General	yüzünün akıyla çıkmak	acquit oneself well v.
364	General	buhar çıkmak (bir şeyden)	steam v.
365	General	kan beynine çıkmak	see red v.
366	General	içinden çıkmak	solve v.
367	General	arka çıkmak	back v.
368	General	hakim karşısına çıkmak	appear before magistrates v.
369	General	canı çıkmak	be exhausted v.
370	General	başa çıkmak	cope up with v.
371	General	yüze çıkmak	come to the surface v.
372	General	boşa çıkmak	be blighted v.
373	General	karşısına çıkmak	confront v.
374	General	boşa çıkmak	founder v.
375	General	karşı çıkmak	antagonise v.
376	General	gizlendiği yerden çıkmak	break cover v.
377	General	ortaya çıkmak	come in sight v.
378	General	tahta çıkmak	throne v.
379	General	ortaya çıkmak	shape v.
380	General	tanıklık etmek üzere tanık kürsüsüne çıkmak	take the witness stand v.
381	General	ağır ağır çıkmak	trudge up v.
382	General	inip çıkmak	undulate v.
383	General	karşı çıkmak	kick against v.
384	General	çığırından çıkmak	deteriorate beyond recovery v.
385	General	adı çıkmak	get a bad reputation v.
386	General	yoldan çıkmak	deviate v.
387	General	konu dışına çıkmak	wander off v.
388	General	baskın çıkmak	trump v.
389	General	piyango çıkmak	win a lottery v.
390	General	balayına çıkmak	go on a honeymoon v.
391	General	meydana çıkmak	be revealed v.
392	General	yanılmalara karşın bir işten sıyrılıp çıkmak	muddle on v.
393	General	gemi ile yola çıkmak	sail v.
394	General	ya batmak ya çıkmak	make or break v.
395	General	tayini çıkmak	be sent on an assignment for v.
396	General	ortaya çıkmak	burst v.
397	General	otoriteye karşı çıkmak	kick against the pricks v.
398	General	bir kapıya çıkmak	come to the same result v.
399	General	karşı çıkmak	be faced with v.
400	General	baskın çıkmak	preponderate over v.
401	General	arka çıkmak	back up v.
402	General	dağa çıkmak	climb a mountain v.
403	General	karaya çıkmak	make land v.
404	General	narkozun etkisinden çıkmak	regain senses or consciousness v.
405	General	cılk çıkmak	be addled v.
406	General	ucuza çıkmak	cost little to produce v.
407	General	sağ salim çıkmak	ride out v.
408	General	meydana çıkmak	come to light v.
409	General	ortaya çıkmak	offer v.
410	General	baskın çıkmak	extinguish v.
411	General	inip çıkmak	seesaw v.
412	General	ileri çıkmak	rush forward v.
413	General	boş çıkmak (piyangoda)	draw a blank v.
414	General	çığırından çıkmak	get out of hand v.
415	General	viziteye çıkmak (doktor)	make one's rounds v.
416	General	temize çıkmak	be acquitted v.
417	General	açıklığa çıkmak	debouch v.
418	General	baskın çıkmak	come off best v.
419	General	zararlı çıkmak	end up a loser v.
420	General	aceleyle çıkmak	flee v.
421	General	izne çıkmak	take time off v.
422	General	boşa çıkmak	fizzle out v.
423	General	boşa çıkmak	go by the board v.
424	General	sefere çıkmak	make sail v.
425	General	baskın çıkmak	euchre v.
426	General	birden karşısına çıkmak	overtake v.
427	General	oyundan çıkmak	get out the game v.
428	General	öneri yerine, öneriyi yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkmak	argumentum ad hominem v.
429	General	kırlarda yürüyüşe çıkmak	hike v.
430	General	yanılmalara karşın bir işten sıyrılıp çıkmak	muddle along v.
431	General	haşatı çıkmak	be exhausted v.
432	General	ortaya çıkmak	rise v.
433	General	karşı çıkmak	run counter to v.
434	General	zıvanadan çıkmak	lose one's head v.
435	General	arka çıkmak	logroll v.
436	General	çürük çıkmak	prove to be untrue v.
437	General	yola çıkmak	take the road v.
438	General	belirli bir amaç güderek yola çıkmak	start out to do something v.
439	General	çabucak çıkmak	whip out v.
440	General	zor bir durumdan sağ olarak çıkmak	live through v.
441	General	dışarıya çıkmak	take the air v.
442	General	hatırından çıkmak	escape v.
443	General	ayyuka çıkmak	be revealed v.
444	General	sahip çıkmak	adopt v.
445	General	ateşi çıkmak	get a temperature v.
446	General	omzu çıkmak	slip one's shoulder v.
447	General	açığa çıkmak	be fired v.
448	General	karşı çıkmak	interpose v.
449	General	zirveye çıkmak	hit the top v.
450	General	tekrar çıkmak (yükseğe)	remount v.
451	General	taşra turnesine çıkmak	barnstorm v.
452	General	birdenbire çıkmak	pop out v.
453	General	dağa çıkmak	take the hills v.
454	General	üstün çıkmak (birinden)	eclipse v.
455	General	yola çıkmak	derive v.
456	General	tren hattan çıkmak	jump the track v.
457	General	geziye çıkmak	go on a trip v.
458	General	altından çapanoğlu çıkmak	have a snag in plans v.
459	General	baskın çıkmak	talk down v.
460	General	yola çıkmak	take out v.
461	General	tahta çıkmak	ascend the throne v.
462	General	uzun bir yolculuğa hazırlanıp çıkmak	undertake a journey v.
463	General	canı çıkmak	fag v.
464	General	tren raydan çıkmak	jump the track v.
465	General	yola çıkmak	set off v.
466	General	yola çıkmak	fare v.
467	General	evci çıkmak	come home for the weekend v.
468	General	kof çıkmak	prove to be worthless v.
469	General	birden çıkmak	spring v.
470	General	başarıyla çıkmak	come through v.
471	General	kısmeti çıkmak	receive a marriage proposal v.
472	General	meydana çıkmak	come into view v.
473	General	dışarı çıkmak	protrude v.
474	General	bir kimseye arka çıkmak	be at one's back v.
475	General	tahta çıkmak	succeed to the crown v.
476	General	mehtaba çıkmak	go for a walk in the moonlight v.
477	General	çizginin dışına çıkmak	step out of line v.
478	General	adı kötüye çıkmak	fall into disrepute v.
479	General	girip çıkmak	frequent v.
480	General	sahip çıkmak	stake out a claim v.
481	General	görücüye çıkmak (gelin adayı)	be seen v.
482	General	başa çıkmak	master v.
483	General	öne çıkmak	become prominent v.
484	General	dışarı çıkmak	pass out v.
485	General	pestili çıkmak	be tired out v.
486	General	ortaya çıkmak	come of v.
487	General	finale çıkmak	qualify v.
488	General	yola çıkmak	take off v.
489	General	galip çıkmak	win through v.
490	General	diğer taraftan çıkmak (bir taraftan giren şey)	come through v.
491	General	sağ olarak çıkmak (zor bir durumdan)	come through v.
492	General	tırmanarak çıkmak	skin up v.
493	General	önemli biri çıkmak (bir yerden/aileden)	throw up v.
494	General	boşa çıkmak	fail v.
495	General	tatile çıkmak	go down v.
496	General	tatile çıkmak	go away for the holidays v.
497	General	yataktan çıkmak	roll out v.
498	General	sıradan çıkmak	fall out v.
499	General	ortaya çıkmak	fall out v.
500	General	dışarıya çıkmak	fall out v.